Elazığ basınının öteden beri güçlü oluğunu, şair, yazar, senarist, yapımcı gibi kalemlerin ulusal anlamda belirli bir konumda olduklarını söyler dururuz.
Böylesine güçlü ve ses getiren yazar ve çizerlerin olduğu bir döneme doğru yelken açtığımızda kısa parantezlerle konuya giriş yapıp yeniyle eskiyi irdelersek, bundan 30 – 40 yıl öncesine oranla arada ciddi bir uçurumun olduğu karşımıza çıkmaktadır.
Öncelikle o dönemde ilimizde yayın yapan Gazeteler arasında tatlı bir rekabetin olduğunu söyleyebiliriz. Bu tatlılığın oluşmasında mayanın, hamurun yanı sıra şeker ve şerbetin verdiği rekabette kırıp dökme, şerbeti yok etme, küskünlük, kem göz, kem söz olmazdı hiç bir zaman. Dostluklar baki kalır, düşene hep birlikte omuz verilirdi.
Gazete başlıklarında Özel haberler öne çıkar, köşe yazıları daha orijinal olurdu. İnsanlarımız gazetelerin asıldığı çerçeve ya da cam vitrinlerin yerlerini ezbere bilir günün manşetlerini, spor haberlerini okumak için matbaaların olduğu yerlere koşarlardı.
Günümüz yaygarasına baktığımızda ise bir kaşık suda kıyametlerin kopartılıp, emeğe saygının bittiği, bir bardak suyun neredeyse ikram edilmesine surat asılan bir dönemin oluştuğunu görüyoruz. Kısaca o birlik beraberlikten eser kalmadı artık diyebiliriz.
En büyük talihsizlik nedir biliyor musunuz?
Yaşadığınız şehrin size ayak uyduramamasıdır.
Elbette bunun nedenleri arasında kapanan fabrikaların, yaşanan doğal afetlerin krize etkisi büyüktür.
Devletin teşviklerinin ve yatırımlarının yetersiz kalması daha büyüktür.
Ve daha da kötüsü, sonraki yıllarda bunun çok büyük göçlere yol açmasıdır.Neleri mi kaybettik?
Çok büyük göç verdik, il olarak. Çok büyük göç aldık şehir olarak. Laf açılınca şehir merkezinin nüfusu yükseldi diyoruz Şehir merkezindeki o boşluğu kim doldurdu?
Kim mi doldurdu?
Söyleyeyim. O boşluk çevre illerden ve kırsal kesimden gelen vasıfsız göçlerle dolduruldu.
Elbette mülteciler söz konusu, elbette üniversiteli söz konusu, amma genel çoğunluk belirttiğimin ta kendisidir.
Bu kadar insan sirkülasyonunun yaşandığı bir şehirde dolayısıyla; Elazığ basınının da öne çıkmak isteyenler, en büyük yıkımı yaşamak zorunda kaldılar bana göre.
Çünkü, gazete okuma oranları düştü okuma oranı düşen bir şehirde değişim mümkün değildir!
Kitleleri sorgulamaya, Düşünmeye, ve istemeye teşvik etmek mümkün değildir!
Mümkünde olamaz, İnsan önce istemeli, içinden gelmeli. Bir şehrin menfaatleri ve kalkınması adına, topyekûn mücadele isteği içinden gelmelidir.
Geçmişe dönüp bakıyoruz; mukayese ettiğimizde ne kadar kaliteli gazetecilik yapsanız da bu şehirde bir anlam ifade etmiyor! Okunma oranı yüksek olacak ki değişim olacak. O değişimi sen ben değil. Koca bir şehir isteyecek! Öyle bir isteyecek ki, o değişim gazetelere yansıyacak. Belki de biz Elazığ olarak okumayı sevmiyoruz diyebiliriz.
Bizler; Haber yaparken ne alabiliriz, Elâzığ’a ne kazandırabiliriz heyecanını yaşamalıyız.
Yaşayan var mı?
Görüyor musunuz gözlerimizdeki o heyecanı? ben göremiyorum, birlik beraberlik olmadan; Buna ancak belli bir süre dayanabilirsiniz. Sonra kaliteden taviz verirsiniz, Fikirlerinizden taviz verirsiniz, Özgürlüğünüzden taviz verirsiniz, yaşantınızdan taviz veririsiniz ve gazeteciliğin bir kıymeti kalmaz.
Aynı şekilde koca bir şehir de; Aynı kaderi aynı sonu yaşar, Yaşam ve refah seviyesi düşer, geldiğimiz noktada görüldüğü gibi; Sevgi, Saygı ve hoşgörü biter, Dedikodu artar, Fitne fesatlık artar, ve başlarsınız hiç bir artısı ve katkısı olmayan gereksiz tartışma ve kavgalara.
Sonuç olarak havasını soluyup, karaçalı suyunu kana, kana içtiğimiz şehir yaşanmaz bir hale gelir, meşhur gazi caddesinde yürürken kimsenin, kimseyi tanımadığı zaman dilimi başlar, ve başladı da…
Çözüm uzakta değil kendi içimizde aranmalı diye kendi, kendime mırıldanırken bunun Elazığ Basını olarak birlik ve beraberlikle kurulabileceğine önce kendimizin parmak basması gerekir. Bu getiriyle ve kabullenmeyle oluşacak birliktelik inanıyorum ki bu şehre çok şeyler kazandıracaktır. çünkü Güçlü Basının şehrin hizmetinde üstlendiği rol günümüz dünyasında küçümsenemez bir değerdedir.
Kısaca, şehrimiz Basını önce sen ben davasını elinin tersiyle bir kenara itmeli, şehrin ortak paydasında tek ses tek yürek olmalıdır. Şehir bizim diyerek yapılacak yatırımlarda ve hizmetlerde tarafsız ve objektif bir şekilde öncü olmalı eleştirirken veya talep ederken yol gösterici olmalı…
Kalın Sağlıcakla….
GÜNDEM
08 Aralık 2023EKONOMİ
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023EKONOMİ
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023GÜNDEM
08 Aralık 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.