DOLAR 34,7289 -0.03%
EURO 36,6094 0.17%
ALTIN 2.961,490,38
BITCOIN 33278290,24%

ADIM, ADIM KURULAN SİSTEM…

29 Ağustos 2023 16:27

Okunma: 178 kez okundu.

AKP, yandaş medya ve “beşli çete” üçlüsü sistemi yürütüyor. Yirmi yılda adım adım kurulan bu sistemi “yöneten, destekleyen ve kaynak sağlayan” olarak tanımlayabiliriz.

Yöneten, yani AKP, kaynak sağlayanı korumak için yüzlerce yasal düzenleme yaptı. Rekabet ortamı denen uluslararası kurallar bir yana itilerek, bu firmalara müthiş kaynak aktardı.

Genel olarak ihalelerde yapılacak işle ilgili imalat kalemleri ile bu kalemlerin kaça mal olacağı ile ilgili fiyatlar önceden hazırlanır ve ihale bedeli bütçeden ayrılır. Teklif veren firmalar yapılacak işler için fiyat teklifini sunar. Bazı firmalar özel madde koysa bile, bunların hepsi parasal bazda bir kıyas tablosuna işlenir ve hangi firmanın daha ekonomik teklif verdiği ortaya çıkar.

Ekonomik teklif diyorum, zira mühendislik demek ekonomi demektir. Bir işi olabildiğince ekonomik yarar sağlayacak şekilde ve olabildiğince ucuz yapabilme sanatıdır.

Gel gelelim, bazı varsayımlarla yapılan ihalelerde, varsayımların hatalı olduğu ortaya çıkınca inşaat metodu, yani inşaatın gerçekleşmesi için işin yapılma düzeni değiştirilir, yeni fiyat alınır. İhale sil baştan yenilenebilir veya mevcut firmadan ek teklif alınarak işe devam edilir.

İşte püf noktalarından birisi de budur. İşi yandaş firmaya verip, daha sonra kriterleri değiştirmek fon aktarmak için bir yoldur.  Varsayımların bir kısmı gelecekteki rakamlar olunca, örneğin yeni bir havaalanına inecek yolcu sayısının hesabını yaparken o bölgedeki nüfus, öğrenci, işveren, turist filan dikkate alındığında rakamlar benzer yerlerdeki ile kıyaslanır. Kıyas yapmadan, yaptım oldu deyince ne olur? Yap-işlet-devret modelinde sorun olsa bile makul karşılanabilir. Ancak, bu modele “yolcu, uçuş” garantisi verirseniz, olay farklı bir yapıya evrilir. Yapılan işin bedeli yerine, varsayılan işletme sistemi üzerinden firmaya düzenli ödeme yapmak gibi bir sistem ortaya çıkar. Bunun adalet ve ekonomi ile ilgisi yoktur.

Kanımca yasal gözüken ancak ulusal ve uluslararası mühendislik yaklaşımlarının ve kurallarının dışında bir sistem, bir işleyiştir.
Firmalara aktarılan milyarlarca doların veya avronun bir karşılığı mutlaka olacaktı. Bunların birisi “ortada toplanan havuzdan” medya sahipliğini değiştirmekti.  Medya desteği ve diğer sistem değişiklikleri ile 20 yılda farklı bir yapı oluştu.

Bu yapı hazırlanan senaryoların halkımızca benimsetilmesini sağladı. Hayali gaz rezervi bulmak, petrol çıkartmak, uzaya gitmek, araç yapmak, bir çıkarma gemisini dünyanın en büyük ve özel uçak gemisi olarak lanse etmek gibi konular halkımızca benimsenmiş durumda değil mi?
Son örneklerden birisi; maaş zamları.

Anımsayınız; 7 bin 500 lira alan emeklilere bir kuruş zam yapılmadı. Oysa bu maaş zammı değil, yasal olarak yapılması gereken maaş düzenlemesi. Şimdi bu zammı, oraya değil, buraya yaptım, o hesap metodundan şunu kaldırdım, sonuçta alacağın değişmedi diyene ne denir?
Yeterince söz söyleniyor ama, yandaş medyada yansıma şöyle: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti hükümetleri hiçbir kamu görevlisini, çalışanı, esnaf, çiftçi, emekliyi enflasyona ezdirmedi.”

Bunu söyleyen bakan… Sanki bunu yazan tosun gibi bir söz, hepsi aynı şeyi söylüyor. Değişen bir şey yok.
Yine Binali bir yerde konuşuyor, tüm medyada aynı başlık: “Emeklilerle ilgili ciddi bir iyileştirme yapılacak”
Ortada laf var, iş yok. Hep tarih hedefi var, bu tarihler hep öteleniyor. Şimdi en yakın tarih 2025 olarak yandaş medyanın gündeme oturdu.

Ezcümle;
Bu yalan çemberinden halkımız nasıl çıkarılır?
Daha doğrusu halk bu çemberden nasıl çıkar?
Bunu halka sorarsak ne yanıt verirler acaba?

Önümüzdeki Yerel Seçimleri Bekleyip Göreceğiz..

Kalın Sağlıcakla…

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.