24 Kasım 2023 Cuma
DÜŞENİN DOSTU OLMAZ...
BEKLEDİĞİNİZ GELECEK Mİ?
Elazığ Belediye Başkanlığı İçin; TİSKİ Genel Müdürü Ali TEKATAŞ, AK Partiden Aday Adayı Olacak...
BEN ÖĞRETMENİM
ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ...
GEÇMİŞİNİ MUMLA ARAYAN, ELAZIĞSPOR'U OYUNCAK ETTİNİZ..!
24 Kasımı “Öğretmenler Günü” olarak kutluyoruz. Hepimizin üzerinde öğretmenlerimizin unutulmaz emeği vardır. Eli öpülesi öğretmenlerimizi hatırlarken vefat etmiş olanlara Allah’dan rahmet; hayatta olanlara sağlıklı ömürler dileriz. Öğretmene saygı ilime irfana olan saygıdır. Şüphesiz ki her meslek onurlu ifade edildiği sürece kutsaldır ama öğretmenler üreten ve geleceğe insan yetiştiren insanlardır. Bu vesileyle hayatımıza şekil veren öğretmenlerimizi saygıyla hürmetle yad ediyoruz…
Cuma Gününe denk gelmesi hasebiyle: Diyanetin bu konudaki hutbesini paylaşıyoruz.
“Öğretmenlik, mesleklerin en güzeli ve en kutsalıdır. Öğretmen de insanların en değerlilerindendir. Bu kutsallık, insanların öğretilmeye ve eğitilmeye olan ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır.
Nasıl ki aç olanı doyuran, susuz olanı içiren kutsal bir iş ve görev eda ediyorsa, okumayı öğreten de öğrenen de kutsal bir görev ifa eder. Yüce Allah, indirdiği ilk ayetlerde peygamberimize (s.a.v):”(Ey Muhammed) oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle yazmayı öğretti; İnsana bilmediğini öğretti” (Alak Süresi-1,2) buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz, eğitim, öğretim faaliyetini vefatına kadar 23 yıl aralıksız olarak sürdürmüş ve vefat ederken de geride yüz bini aşkın eğitimli sahabe topluluğu bırakmıştır. Eğitimle en azgın, en sapkın ve başıbozuk insanların, en ahlaklı, en dürüst ve en merhametli insanlar durumuna getirmiştir.
Yüce Allah, okumayı ve yazmayı; öğrenmeyi ve öğretmeyi; genç nesillerimizi eğitmeyi, toplum olarak bize farz kılmıştır. Kur’anda Yüce Allah: “Buyuruyor ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Elbette olmaz; Ama sadece akıl sahipleri öğüt alırlar ” buyurmuştur.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kim ilim öğrenmek için bir yola girerse, Allah onu cennete giden yollardan birine sevk eder. Şüphesiz melekler ilim arayışında olan öğrencilerin üstüne kanatlarını gerer; göklerde ve yerde olan her şey, hatta suyun içindeki küçücük bir balık bile, ilim ehli için istiğfar eder. İlim öğrenenin ibadet edene üstünlüğü, dolunay gecesinde ayın yıldızlara üstünlüğü gibidir.
Şüphesiz âlimler, peygamberlerin varisleridir; Peygamberler altın ve gümüş miras bırakmazlar. Onlar, sadece ilim miras bırakırlar. Mirastan pay olarak ilim alanlar; çok büyük pay almış olurlar”.
(Ebu Davut)
Sevgili Peygamberimiz(s.av) bir gün evinden çıkıp, mescide girdiğinde orada halka oluşturmuş iki topluluk gördü. Bir halkadakiler Kur’an okuyor ve Allah’a dua ediyorlardı. Diğerleri ise ilim konuları müzakere ediyorlardı. Peygamber Efendimiz(s.a.v) onlara bakıp: “Bunların her biri hayırlı bir iş üzerindeler. Bunlar Kur’an okuyup Allah’a dua ediyorlar; Allah dileklerini isterse verir, istemezse vermez. Ötekilerde ilim öğreniyorlar ve bilmeyenlere de öğretiyorlar. Bunların yaptığı iş daha hayırlıdır. Şüphesiz ben, muallim olarak gönderildim”, dedi ve ilim meclisinde olanların yanına oturdu.(Tirmizi)
Evet, öğretmenler eli öpülesi seçkin insanlardır. Meşru olmak kaydıyla öğretmenlik mesleğinin dışındaki dallarda da eğitici, öğretici, usta ve hoca konumunda olan herkes sevgi, saygı ve vefayı hak etmektedir. Bizler de bu anlamda geleceğimizin mimarları olan öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyoruz”. (Diyanet Hutbelerinden)
Türkiye genel seçimlerin ardından önümüzdeki Mart’ta yerel seçimler için tekrar sandık başında olacak.
Belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini ve mahalle muhtarlarını oylarımızla belirleyeceğiz. Doğal olarak partilerin bize sundukları alternatifler arasından bir tercih yapmak zorundayız. Bazılarımız için bu seçimde tercih yapmak güç ve zor olacak gibi görünüyor. Öyle ki Metropol araştırma şirketinin Ekim ayı anket çalışmasına göre ülkede kararsızım veya protesto oy vereceğim diyenlerin oranı yüzde 39,4 olarak tespit edilmiş. Bu oran Türkiye’de bugüne kadar tespit edilen en büyük kararsızlık oranı olarak kayıtlara geçmiş durumda. Bunun her parti açısından büyük nedenleri var. CHP ve muhalefet seçmeninde yaşanan hayal kırıklıkları ile iktidar seçmeninde yaşanan ekonomik krizler büyük kararsız topluluğu oluşturmuş durumda. Doğal olarak bu oran seçim gününe kadar kendine yeni alternatifler bulamazsa ait oldukları parti kimliklerine dönüş yapacaktır. Ama öyle görünüyor ki, bu yerel seçimler tüm partiler açısından zor olacak, CHP için daha bir zor olacağa benziyor. CHP’de parti delegelerinin değişim isteğiyle yeni oluşan yönetim ve genel başkan için bu yerel seçimler büyük sınav olacak.
DEĞİŞEN CHP SİYASİ DENGELERİ DEĞİŞTİRİR Mİ?
CHP’de yaşanan genel başkan ve parti yönetimi değişikliği büyük umutsuzluk denizi içinde yüzen muhalefet seçmeni için moral ve yenilenme kaynağı olduğu toplumda görülüyor. Süreç içinde bu değişimi parti olarak nasıl yaşayacaklar Özel-İmamoğlu dengesi nasıl yürüyecek birlikte yaşayıp göreceğiz. Her yenilenme bir başarı getirir, umarım değişen CHP, Türkiye’nin siyasi ihtiyaçlarına cevap verir ülke yönetimine ortak olur. CHP’de yerel seçimler için en büyük kriter bir önceki seçimlerde alınan büyükşehir sayılarını koruyup üstüne ne kadar koyduğu ile ölçülecektir. 11 büyükşehir belediyesi kazanan CHP’nin, bu seçimlerde alacağı oy oranı kadar kazanacağı belediye sayısı da büyük önem taşıyor. İstanbul ve Ankara’da büyük yarış yaşanacak. Özellikle İstanbul’da. CHP bu yerel seçimlerde 11 büyükşehir belediyesinin yanına Balıkesir, Manisa, Bursa, Denizli gibi illeri eklerse Özgür Özel’li yeni CHP’nin yolu ileriye doğru açılmış olur.
Son cümle: Genel seçimlerde sonucu etki etmesi gereken ekonomik kriz sanırım yerel seçimlerde sandığa vuracak. Umarım her parti şehri için canla başla çalışacak güzel adaylarla sahaya çıkar…
Yerel seçimler yaklaştıkça belediye başkanlıklarına talip olan yüzlerce aday adayı sahaya ilgili siyasi partinin adayı olabilmek için girişimlerde bulunmaya başladı. Bu süreçte ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinde girişilen kirli propaganda araçları mevcut belediye başkanı ve siyasetçiler üzerinden algı yaratma çabasında.
Instagram, X (Twitter), Facebook, TikTok ve Youtube’a sponsorlu olarak pompalanan içerikler kamuoyu nezdinde yalan makinesi gibi çalışmaya devam ediyor. Son yıllarda gelişen teknolojiler ve internete erişim imkanlarının artmasıyla birlikte dijital mecralar üzerinden ilgili kitleye ulaşmak çok daha kolaylaştı.
Gerçekten çok düşük bütçelerle kamuoyunda yaratmak istediğiniz algı ve mesajı bir şekilde yaratabiliyorsunuz. Bunu doğru içerik ve doğru mesajlarda kullanabildiğinizde bir şekilde dünyanın aydınlanmasını sağlayabiliyoruz. Keşke bu büyük güç dünyanın daha iyi bir yer olması için kullanılsaydı da hepimiz daha keyifli, daha sağlıklı, daha eğitimli ve daha bilgili kişilere dönüşebilseydik.
Dijital dünyada iletilen mesaj bombardımanı arasından hangi bilginin doğru hangi bilginin yanlış olduğunu ayırmak o kadar zorlaşmaya başladı ki Teyit gibi platformların ne kadar önemli olduğunu hemen hemen her gün görüyoruz, yaşıyoruz.
Bu kötü gündemde özellikle çocuklar ve belli bir yaş üzerindeki insanları medya okuryazarlığı konusunda eğitmeli, doğru bilgiye erişme noktasında farkındalık yaratacak eğitimler ve atölyeler konusunda seferberlik ilan etmeliyiz.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimlerinde sosyal medya (Facebook) üzerinden seçim sonuçlarının etkilenebildiği şu günlerde dijital medyanın bu gücünün farkında olmak şart.
YANLIŞ BİLGİ…
Gazze’ye İsrail’in giriştiği hukuksuz mücadelede sosyal medyada paylaşılan ve gerçeklikle yakından uzaktan ilgisi olmayan görsel ve videolarla kamuoyunda öyle bir algı yaratıldı ki savaş hukukuna açıkça aykırı olan hastane bombalamasını neredeyse Gazzelilerin kendi kendilerine yaptığını düşündü dünya.
Tüm bu okumalar içerisinde bugüne kadar sosyal medyada maruz kaldığımız tüm bilgileri gözden geçirip geçmişte nelere inandığımız ve hangi bilgileri harmanlayıp gerçek bilgiymiş gibi hayata adapte ettiğimiz konusunda fazlaca üzülmemiz gerek.
Whatsapp üzerinden gönderilen bayrak zincirleri, 10 kişiyle paylaşmazsanız ücretsiz uygulamanız ücretliye dönecek çağrıları, tıkladığınızda alışveriş kuponu kazanacaksınız gibi saçma sapan gerçek dışı bilgilere hala bu kadar kıymet veren bir kitlenin olduğunu düşünmek acı verici.
Tüketici Hakları Federasyonu Başkanı’nın dolandırılabildiği bu kadim topraklarda her yeni güne yepyeni sürprizle uyanmak mümkün. Türkiye’ye hoş geldiniz..!
Bugün, yıllar öncesine dayanan bir acıyla dolu bir gün… 10 Kasım, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı, Türkiye’nin kalbinden bir parçanın koparıldığı gündür. Ancak bu sadece bir tarih değil, bir milletin gönlünde sonsuz bir özlem ve saygıyla anılan bir gün…
Her yıl geldiğinde, 10 Kasım bizi derin düşüncelere sevk eder… Sabah erkenden uyanır, sokağa atarım kendimi… Eve sığamam çünkü; yatamam, uyuyamam… Boğazımdaki düğümü yutkunamam… Keşke hiç gelemese o saat 09.05’e! Keşke akmayı unutsa bir anda zaman…
Ne olursa olsun bu milletin her 10 Kasım’da birbirine kenetlenmesi ayrı bir onur, ayrı bir gurur… Gözlerden akan yaşlar, acının hala en taze, acının hala acıttığının göstergesidir. O büyük liderin vefatıyla, Türkiye sadece bir liderini değil, bir dahi, bir devrimcinin, bir ulu önderin kaybını yaşadı. Ancak Atatürk’ün bıraktığı miras, bize ilham veren, aydınlık bir geleceğe olan inancımızı canlı tutan bir rehber oldu. Atatürk, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir vizyonerdi. Onun öncülüğünde, Türkiye çağdaşlaşma ve modernleşme yolunda büyük adımlar attı. Bugün, onun izinde yürümeye devam ediyoruz, ilkelerini ve değerlerini canlı tutarak (!)
GÜVENİ BOŞA ÇIKARMAMALI
Ne kadar o “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir” dese de 10 Kasım aynı her zaman bizim için hüzün günüdür. O büyük liderin yokluğu, bir boşluğu hatırlatır bize. Ancak unutmamamız gereken şey, Atatürk’ün bize bıraktığı mirası yaşatmak, onun ilkelerine bağlı kalmak ve ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımak için bir araya gelmektir. Büyük önderin gösterdiği yolda yürümek, sadece bir görev değil aynı zamanda bir ayrıcalıktır. O, milletine güvenen, ona inanan bir liderdi. Onun gösterdiği ilkelere bağlı kalarak, bu güveni boşa çıkarmamak, Türkiye’yi daha da ileri taşımak için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz.
Bugün, sadece bir lideri değil, bir idealin, bir vizyonun ardında duran bir milletiz. Atatürk’ün öğrettikleriyle, birlik ve beraberlik içinde geleceğe yürümeliyiz. O’nun izinden ayrılmadan, Türkiye’yi daha güçlü, daha aydınlık bir yarınlara taşımak hepimizin sorumluluğudur. Bugün, 10 Kasım, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda bir taahhüt günüdür. Atatürk’ün bize bıraktığı mirası yaşatmak, onun aydınlık vizyonunu sürdürmek için bir araya gelmeliyiz. O’nun sevgisiyle dolu yüreğimizde, birlik ve beraberlik içinde Türkiye’yi daha güzel yarınlara taşıyabiliriz.
10 Kasım’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz. Onun gösterdiği yolda, birlik ve beraberlik içinde ilerleyerek, Türkiye’yi daha güzel günler bekliyor. O büyük önderin bize bıraktığı mirası yaşatmak, Türkiye’nin daima onunla gurur duymasını sağlamak ise bizim en önemli görevimizdir.
Yarın 29 Ekim 2023… Bir soluk alın, düşünün. Tarihi bir gün. Yineliyorum 29 Ekim 2023… Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıldönümüne uyanacağız… Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atıyoruz … 7’den 70’e, kadın-erkek, çoluk- çocuk, genç-yaşlı, işçi-işsiz, ev sahibi-kiracı, iyimser-kötümser, gülen-gülünecek neden bulamayan… Saymakla bitmez…
HEPİMİZE ARMAĞAN GÜNDÜR
Haaa şaşırdınız da bir yandan… Yer yerinden oynamalı, coşku daha da sel olmalıydı değil mi? Boşverin ve unutmayalım, canla , kanla kurulan Cumhuriyet hepimizin… Tek tek de olsa, kutlarız, anarız, övünürüz… Ve devam edelim… Ne olursak olalım, hepimiz çok şanslıyız… Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına tanık oluyoruz. Büyük Atatürk ve arkadaşlarının bağımsızlık, egemenlik ve demokrasiyi ana ilke edinen cumhuriyet yönetimini bizlere armağan ettikleri günü yaşıyoruz…
BÜYÜK ATA’NIN ÖZLÜ SÖZLERİ
Ve her zaman yinelediğim, Mustafa Kemal Atatrürk’ün cumhuriyetle ilgili bazı sözleri:
“* Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.
* Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.
* Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.
* Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmaya hazırız.
*Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir. Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır.
* Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
*Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
EN UYGUN OLAN YÖNETİM
* Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.
*Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.
*Milletimizin bugünkü yönetimi gerçek özelliği ile bir halk yönetimidir.
*Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.
*Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir.
* Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.
*Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir.”
BÜYÜK COŞKUYU YAŞAMA GÜNÜ
Cumhuriyet, bağımsızlık, barış, kardeşlik gibi ilkeleri yaşatmamız, sonraki kuşaklara iletmemiz gerektiğine inanıyorum. Atatürk’ün, “Kendi değersiz vücudunun bir gün toprak olacağı, ancak cumhuriyetin sonsuza değin yaşayacağı” sözü ışık olsun. Bugünlere gelmemizi, özgürlükler sağlayarak dünyaya örnek olan Atatürk, silah arkadaşları, şehitlerimiz, gazilerimizi saygıyla analım öncelikle…Unutmayalım, unutturmayalım… 100 YILINI GERİDE BIRAKIP, İKİNCİ 100 YILA ADIM ATTIĞIMIZ 29 EKİM, EN BÜYÜK BAYRAM KUTLU OLSUN! YAŞASIN CUMHURİYET!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.