YILLARDIR DUYDUĞUMUZ SÖZLERDEN BİRİDİR; ….
HATIRA ORMANI YA DA; BİR KAN, BİR CAN, BİNLERCE AĞAÇ, BİR DAMLA SU BİNLERCE YEŞİLLİK…
Tarihi Harput, İnanç ve tarih turizminin birlikte meyve saldığı kültürümüzün, gelenek göreneğimizin sembolü. Yıllardır yeşillik olsun diye önce isimler seçiliyor, sonra fidanlar dikiliyor. Olmuyor, tutmuyor, büyümüyor, bir adım öteye erişilmiyor.
Karşıya bakıyoruz arada engin denizler misali Keban baraj gölü ve ötesi tarih boyunca Yeşil Pertek denilen küçük ve şirin bir ilçe.
Feribotları görüyoruz karşılıklı çalışan, Tarihi Pertek kalesi takılıyor gözlerimize, Pertek Kalesi, Tunceli ili Pertek ilçesindeki bir kale. Keban baraj gölü yapılmadan önce Murat Nehri’nin kıyısında sivri bir kayanın ucunda bulunan kale, bugün etrafı sularla çevrili bir ada görünümündedir. Kalenin içinde bir sarnıç mevcuttur. Çevresinde çinili odalarda 1071 yılından sonra yöreye hâkim olan Mengüçoğulları tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Kale Osmanlı döneminde onarılmış, daha önce kalede bulunan karakuş heykeli kaldırılarak Arapça bir kitabe konulmuştur.
Ne güzel olurdu burada ulaşımı rahatlıkla sağlayan endamlı bir köprü olsaydı diyoruz. Güneydoğuyu, Akdeniz ve İç Anadolu’nun bir bölümü ile Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e 3-4 saatte ulaştıracak, rahat ve konforlu bir yola sayfa açacak, ekonomiye katkı sağlayacak.
Daha sonra gözlerimiz baraj suyunu çevreleyen dağlara bakıyor. Bir yanım Harput bir yanım Pertek derken yeşilliğin es geçtiği, hiçbir fidanın olmadığı dağlar.
Haberin resimlerinde siz değerli okuyucularımız için resimler çektik içimiz sızladı, resimler çektik hayaller kurarak yeşile köprüyü ve suyu ekleyerek.
Bir yandan Karadeniz’in yeşil dağları diğer yandan Akdeniz’in Torosları geldi aklımıza. Su var, turizm için potansiyel var, yakınlık var yeşillik neden yok diye serzenişte bulunduk kendimize. Yıllardır bütçeden fidan dikimleri ve ormanlar oluşturulmak üzere kaynak aktarılmasına rağmen yeşillik bu dağların neresinde diye isyan ettik neredeyse.
Bir yandan yeşile hasret dağlar diğer yandan vicdansızca yakılarak yok edilen ormanlar. Bir yandan içimiz yanarken diğer yandan yapılmayana olmayana sızlanmalar. Bir yandan vicdansızlar diğer yandan fidan dikmekten aciz olanlar. Bir yandan doğuda bir yer, diğer yanda Karadeniz ve Akdeniz. Bir yanda denize paralel dağlar, diğer yanda üç tarafı suyla çevrili dağlar.
HER YIL, HER SEZON FİDAN DİKME ETKİNLİKLERİ VAR AMA SONUÇ YOK…
Her sezon, resmi kurumlar, okullar, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından çeşitli etkinliklerle fidan dikme etkinlikleri düzenlenmesine rağmen kıyı bölgeler hariç yurdun iç kesimleri orman ve ağaç fakiri desek yeridir.
Bunun başka adı olamaz,
Evet, bunun başka adı olamaz diyoruz, asırlardır dikilen, isimlere kıyak çekilip oluşturulmaya çalışılan ormanlarımızı ya yakıyoruz ya da baltalıyoruz. Şehrimiz görmeye gelen misafirlerimizin ve turistlerin şehrimiz hakkındaki düşüncesi yeşillik fakiri bir il olduğumuzun tokat gibi suratımızda patlaması olmuştur. Bir yandan yeşillik için mücadele ederken diğer yandan kaldırımlarda bulunan ağaçlara bile kıyıp gece yarıları baltalanmasına seyirci kalmamız gördüklerimizin haykırışı değil de nedir?
Haber: MEHMET DUMAN
GÜNDEM
06 Aralık 2024EKONOMİ
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024EKONOMİ
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024GÜNDEM
06 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.