Gazeteniz onuncu köy bir konuya daha parmak basmak için çıktığı yolda sizler için, mahkeme salonlarına taşınan suçların, yaş, cinsiyet ve şehirlerin suç işlenme oranlarını araştırdı.
“Uyuşturucu” suçları 10 yılda 7 kat arttı
Son 10 yılda hırsızlık ve yaralama suçlarından hüküm alanların önemli oranda artmış olması ve ilk iki sıraya yerleşmesi toplumda şiddet ve yoksulluğun arttığını gösteriyor.
TÜİK verilerine göre oluşan tabloya baktığımızda en fazla suçun işlendiği ve hükümlüsü bulunan iller sıralamasında İstanbul (41.266), İzmir (19.729), Ankara (13.812), Antalya (12.840), Bursa (8.975) ilk beş sırada yer alırken son beşte ise sondan başlayarak Bayburt (143), Tunceli (229), Ardahan (249), Gümüşhane (288) ve Çankırı (366) bulunuyor. Burada şunu belirtmek isteriz ki TÜİK’in sunduğu veriler il nüfuslarını dikkate almıyor.
Bu tabloya göre en fazla suçun işlendiği ve hükümlüsü bulunan iller sıralamasında İstanbul (41.266), İzmir (19.729), Ankara (13.812), Antalya (12.840), Bursa (8.975) ilk beş sırada yer alırken son beşte ise sondan başlayarak Bayburt (143), Tunceli (229), Ardahan (249), Gümüşhane (288) ve Çankırı (366) bulunuyor. Ancak TÜİK’in sunduğu veriler il nüfuslarını dikkate almıyor.
Bu nedenle bu veriyi illerin nüfusuna göre oranlamak ve her ildeki yüz bin kişi başına düşen mahpus sayısını bulmak iller hakkında daha doğru bir kanıya ulaşılmasına vesile olacaktır.
Bu düzenlemenin yapılması durumunda karşımıza çıkan gerçeğin tarifi şu cümlelerle yazılabiliyor desek yanılmayız sanırım. 2011 yılında insanların hüküm almasına neden olan suç türleri arasında “icra iflas kanununa muhalefet” yaklaşık üçte birini oluştururken ve geri kalan suç türlerinin hepsi yüzde 10’nun altında kalmıştır. 2020 yılı ve sonrasına baktığımızda ise, “icra iflas kanuna muhalefet” yüzde 5,3’lere gerilemiş, ilk iki sırayı yüzde 15’in üzerindeki oranlarla “yaralama” ve “hırsızlık” almıştır.
2011’e oranla 2020 yılı ve sonrasında hırsızlık ve yaralama suçlarından hüküm alanların önemli oranda artmış olması ve ilk iki sıraya yerleşmesi toplumda şiddet ve yoksulluğun artması ve toplumsal sorunların iki ana ekseni haline gelmesi şeklinde okunabilir.
Geriye kalan tüm suç türleri ise yüzde 5 civarı veya altındaki oranlara sahiptir. 2020 ve sonrası dikkat çeken suç türlerinden birini de 2011’de yüzde 0,6’lık bir orana sahipken yaklaşık 33 katlık bir artışla üçüncü sıraya yerleşen “trafik suçları” oluşturmaktadır.
Trafik suçlarındaki artış başlı başına incelenmeyi hak eden bir konu olup, Trafik suçlarının 10 yıl içindeki artışlarda yüzde 3291,4 ile ilk sıraya yerleştiren yükselişin ne kadarının trafik cezaları yoluyla devlete gelir elde etmek için olduğu tartışılır durumdadır.
Ceza infaz kurumunda bulunanların %96,0’ını erkekler oluşturdu
Ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2020 tarihindeki nüfusunun %84,3’ünü hükümlüler ve %15,7’sini tutuklular oluşturdu. Bu kişilerin %96,0’ını erkekler, %4,0’ını ise kadınlar oluşturdu.
Ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2020 tarihleri arasında giren hükümlülerin eğitim durumu
Eğitim durumlarının İşlenen suça göre değerlendirilmesinde, yaralama suçu işleyenlerin %29,9’u ortaokul, %26,0’ı lise ve dengi meslek okulu, %21,4’ü ilköğretim mezunu kişilerden, hırsızlık suçu işleyenlerin ise %45,4’ü ortaokul ve dengi meslek okulu mezunu, %17,6’sı ilköğretim, %15,6’sı lise veya dengi okul mezunu kişilerden oluştuğunu görüyoruz.
Öldürme suçu işleyenlerin %29,2’sini lise ve dengi meslek okulu mezunları oluşturdu
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu işleyenlerin %32,1’ini ortaokul ve dengi meslek okulu, %24,2’sini lise ve dengi meslek okulu, %16,5’ini ilköğretim mezunu hükümlüler oluşturdu. Öldürme suçu işleyenlerin %29,2’sini lise ve dengi meslek okulu, %28,8’ini ortaokul ve dengi meslek okulu, %14,9’unu ilköğretim mezunları oluştururken, cinsel suçları işleyenlerin %31,7’sini ortaokul ve dengi meslek okulu, %24,2’sini lise ve dengi meslek okulu, %19,0’ını ilköğretim mezunu hükümlüler oluşturdu.
Yükseköğretim mezunları en çok yaralama suçunu işledi
ÇOCUKLARDA DURUM NASIL DEDİĞİMİZDE KARŞIMIZA ÇIKAN VERİLER…
Çocukların güvenlik birimlerine en çok mağdur olarak geldiği dikkat çekiyor.
Güvenlik birimlerine 2020 yılında gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 450 bin 803 oldu. Bu olaylarda çocukların %37,9’unun mağdur, %25,3’ünün kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla (suça sürüklenme), %18,5’inin kabahat işlediği iddiasıyla, %13,0’ının bilgisine başvurma, %5,0’ının kayıp olması sebebiyle, %0,2’sinin ise bunların dışındaki diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldiği tespit edilmiştir.
ŞEHRİMİZDEKİ DURUM…
Şehrimize baktığımızda işsizliğin, verilere göre yüzde 12 seviyelerinde olması, nüfus bilgilerinde yazılı olan rakamın 588 bin dolayında seyretmesiyle ile ortaya çıkan rakamın 60 bin kişinin bu şehirde işsiz olduğunu bize gösteriyor. Bu verilere okuryazar olmayan nüfusun Malatya ve Elazığ illerinde toplam olarak 80-100 bin civarında çıkması, depremin yarattığı yıkımlarla şehrin vasıflı göç vermesi, özellikle üniversite ve lise mezunu gençlerin şehirde günlük olarak artan işsizliğin oluşmasıyla başka illere gitmeleri bu şehrin nereden nereye geldiğinin açık işareti olmuştur. Tarımın olmadığı, üretim ve sanayinin tükendiği, yatırımın gelmediği bir şehirde her gün duyduğumuz trafik birkaç tane ölümlü trafik kazaları, gasp, hırsızlık, cinayet yaşanılabilir şehir olmaktan çıkıp nereye geldiğimizin göstergesi değil midir sizce.
Özellikle son yıllarda büyük artış gösteren trafik ve cinayet suçlarının yanında şehrimizde sık, sık duymaya başladığımız ve birçoğu da gündeme gelmeyen kadına şiddet, çocuk istismarı gibi suçlarla nerelerde bulunmamız gerektiği ortada değil midir? Bunların yanına yaşanan ekonomik sıkıntıları da eklediğimizde hemen, hemen her gün duyduğumuz, bildiğimiz, tanıdığımız birilerinin boşanmak için mahkemelere koştuğunu da görmek için takip etmemize gerek yoktur sanıyoruz.
Ayrıca Adalet bakanlığı verilerine göre açıklanan suç atlasında, Dünya malı için birbirimizi yediğimiz bir kez daha ortaya çıkarken Elazığlıların en çok açtığı dava, veraset davası olmuş oldu.
ONUNCU KÖYDEN ÇIKAN SES…
Projelerimiz vardı bizim, bıçağı bırak kalemi al, anneler babalar okula, bir kitap bin destek. Özlemişiz, birlikte çok şeyler başarmayı…
