Geçtiğimiz pazar günü bayram tatilimi yarıda keserek Bursa’da oynanan Bursa Yıldırımspor – Elazığspor maçına gittim.
Minareli çavuş spor tesislerinde oynanan maçın başlamasına tam 3 saat kala minareli çavuş stadyumuna vardım bir iki görevlinin dışında kimse yoktu ve bende oradaki görevlilerden izin alarak; rahat, rahat maçın oynanacağı sahaya girdim zemini inceledim ve etrafıma bakınırken, bir anda yıllar önce Bursa ya maçlara geldiğimizde o dönemlerde henüz Bursa’nın timsah arena stadyumu yoktu ve eski Bursa Atatürk stadyumu gözlerimin önüne geldi, Süper ligde ve 1. ligde rakibimiz Bursaspor olurdu, ve Bursaspor ile kıran kırana maçlar oynardık, Süper Ligde ve 1. ligde oynadığımız dönemlerde genelde şehir takımları ile maçlarını oynardı Elazığspor
Bu gün baktığımızda Profesyonel liglerin en alt ligi olan her ne kadar 3. lig dense de bana göre 4. lig de boy gösteriyor Elazığspor, stadyumu hem gezindim hem aklımdan şunları geçirdim bizim ne işimiz var ismini sanını duymadığımız ve ilk defa duyduğumuz minareli çavuş spor tesislerinde, ilçenin takımı Bursa yıldırım spor Play – Of un en güçlü adayı 500 bin Nüfuslu Şehrin takımı Elazığspor ise kümede kalma mücadelesi veriyor işte üzülüp hüzünlendiğim konu da tamda buydu.
Yavaş yavaş taraftarlar gelmeye başlarken orda ki görevli bazı insanlarla sohbet etme imkanım oldu hepsinin bana sorduğu soru bir kopya gibiydi Elazığpspor nasıl bu hale geldi, aslında hepsi de sorunun cevabını biliyordu, birde benden duymak istediler, bende kendilerine Bursaspor neden bu duruma geldiyse o yüzden dedim, çünkü Bursaspor’da 100 milyonlarca borçla şuan aynı akıbeti yaşıyor, batan spor kulüplerinin genelinde, Bilinçsiz yönetimler kulübe 3 verip 5 alanlar ve 3 kuruşluk menfaat uğruna kulübün soyulmasına göz yumanlar hatta kulüp soyulurken işbirlikçilik yapanlar hiç bir bilgi, becerisi ve maddi gücü olamayan insanların sorgulanmadan kulüp başkanlıkları koltuklarına oturtulması, Ülke genelinde batan kulüplerde bu şekilde battığını tüm spor kamu oyu bilmektedir, Devlet büyüklerimiz bu konulardan giden şikayetler üzerine, kulüplerde bu tür insanların önünü kesmek için kötü niyetli kulüp başkanlarının borçlanma konusunda kısıtlama adına yeni spor yasası çıkartıldı ve kulüp bütçelerinin dışında aşırı borçlanmalardan kulüp başkanları ve kulüp yönetimi sorumlu tutulacak, bu yasa çok doğru ve yerinde bir karar emeği geçenlere teşekkür ederim, bu yasadan sonra çoğu kulüpler kanaatimce başkan bulamayacaktır,
Gelelim maça maç başladı ben halen kafamda bizim ne işimiz var bu ligde diye kendi kendime mırıldanıp, bir yandan da maçı izleyip notlarımı tutmaya başladım. ve maç ilk yarıda bizi kendi sahamızda 1 – 0 yenen Play – of un en güçlü adayı Bursa Yıldırımspor’u aynı skorla ( 1 – 0 ) bu defa biz yenmiş olduk!..ve Elazığsporumuz un galip gelmesine sevindim, fakat abartmadım bu abartılacak bir olay değildir, biz bir ilçe takımını yenip sevinecek kadar küçük takım değiliz 55 yıllık tarihi ve tarihinde iki defa süper lig görmüş 500 bin nüfuslu bir şehrin takımıyız.
Maç sonucu, maçı taraftarlar ile birlikte izleyen; Elazığ belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ilk önce tribünlerde taraftarlarla galibiyeti kutladı ve daha sonra Şahin Başkan sahaya inerek futbolcularla beraber galibiyeti doyasıya kutladılar, bir zamanlar Süper Ligde boy gösteren tüm ülke futbol camiasında itibarı olan Elazığsporumuz bir ilçe takımını yenip yüzde 90 ligde kalmasını kutlarken, ben bu olayı başarı olarak kabul etmiyorum ve neden olarak ta şunu söylüyorum ”Bizim ne işimiz var bu Ligde” bizim için başarı 55 yıllık tarihi olan bir kulüp olarak bu ligde kalmak değil, üst liglerde yani Süper ligde veya 1. ligde adımızdan söz ettirmek, Tarihi boyunca hep siyaset üstü olan Elazığspor’u bu hale getirenleri ve siyasetin kucağına düşürenleri, Yüce ALLAH’A havale ediyorum.
