TÜRKİYE’NİN EKONOMİK ATAR DAMARLARI TIKANMIŞTIR
10 binlerin işsiz olduğu, ekonominin can çekiştiği şehrimizin kalkınması için;
Yıllardır iktidardan talep edilen Pertek köprüsü, uluova, kuzova sulama projeleri gibi hayati öneme sahip konular için Elazığlı destek bekleye dursun 45 bin araç garantisi verilen Çanakkale Köprüsünden ortalama altı bin araç geçiş yapmaya başladı.
Geçiş garantisi verilerek yap işlet devret girişimiyle tamamlanan köprü için geriye kalan otuz dokuz bin geçiş açığından doğacak sıkıntının vatandaşın hangi organına isabet edeceği düşünülmeye başlandı.
Hazinesi boşaltılan, döviz girdisi eksi bakiye veren, üretim de düş kırıklığı yaşatan sistemin bu açıktan kaynaklanan yaklaşık 11 milyon 115 bin lira günlük maliyetin Hazineye getireceği yük vatandaşımızın canının daha fazla yanacak olması demektir hiç kuşkusuz.
Yapılan hesaplama hataları, yüksek maliyetli projeler ve faiz ödeme dengesizliği şehrimize kıt kanaat gelen ödemelerin ve yatırımların önünü tamamen tıkarken, seçilmişlerimizin gözünü toprak doyursun dercesine milletin derdini bırakıp farklı işlerle iştigal etmeleri şehrimizi maalesef bölgenin, plansız, kapıp kaçanı bol, rantı yüksek, ekonomisi çökmüş, geleceği karanlık, götüreni çok bir şehir haline getirmiştir.
Şehrimiz top yekûn kalkınma hamlesinden üzerine düşen payı alamayınca sınıfta kalmış, kalkınmada öncelikli iller grubunda yıllardır yer almamıza rağmen vatandaş tarafından “neremiz kalkındı, köy olduk” serzenişlerinin de artmaya başladığı, yaşam kalitesinin çok düşük olduğu bir şehir haline gelmiştir.
Bu milletin bir ferdi olarak tabi ki Çanakkale’ye köprü yapılmasına seviniriz. Hatta sevinmeyeni vatan haini olarak görürüz düşüncemiz canımız ve kanımız pahasına değişmez kalemiz olurken, milletimizin çektiği sıkıntıya çare bulunmasını beklemenin de en doğal hakkımız olduğuna inanırız, milletin derdi hepimizin derdi deriz.
Bu noktada beynimize kadar sıçrayan kana sebep, bir hizmeti şaşalı açılışlarla sunup ülkenin binlerce problemini yok sayamaz, üstünü kapatamazsınız demekten de geri kalmayız.
Maalesef bugün geldiğimiz duruma bakacak olursak, Türkiye’mizin ekonomik atardamarları tıkanmıştır. Bu yönetim anlayışıyla, bu siyasi manevralarla bir yere gidemiyoruz.
Bu yanlış uygulamalar, yanlış gidişat basın/ yayın kısacası medya marifetleriyle milletimizin dikkatlerinden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Ekonomik sıkıntı kaçak dövüşlerle değil, çözümle, birlikte olmakla çözülmelidir.
Yapılacak iş bellidir…
Türkiye Yerli ve milli hamlelerle kalkınma projeleri üretmek zorundadır. Bunu yapamadığımız her gün Türkiye zarardadır.
İktidarın bunu yapacak hiç bir mecali kalmamıştır. Daha önemlisi heyecanı da kalmamıştır.
