Kısa adı MTA olan, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü verilerine göre; Elâzığ’ımızı içine alan bölge, Doğu Toros orojenik kuşağında yer almaktadır. Bölge aynı zamanda Doğu Anadolu Fay Zonu (DAF) üzerindedir ve bu nedenle oldukça karmaşık bir jeolojiye sahiptir. Bu karmaşık jeolojik yapılar beraberinde birçok maden kaynağının oluşumunu da sağlamıştır. İlimiz ve çevresi, özellikle metalik maden yatakları açısından Türkiye’nin en önemli bölgelerinden bir tanesidir. Elâzığ’ımızda ve yakın çevresinde yapılan çalışmalar sonucunda çok sayıda metalik maden ve endüstriyel hammadde yatak ve oluşumları ortaya çıkarılmıştır. Bunlar başta krom ve mermer olmak üzere, bakır, kurşun, çinko, demir, manganez, şelit, florit ve kireçtaşı olarak göze çarpmaktadır. Özellikle Maden ilçemizin Kısabekir sahasında son dönemde yapılan tetkiklerde ise altın cevheri kaynağı olduğuna dair gelişmeler de söz konusudur.
Bu minvalde geçenlerde ETSO Başkanı Asilhan ARSLAN ve Ak Partili Milletvekillerimizin, yeni açılacak olan Kısabekir kazı sahasının Elâzığ’ımızın yararına olacak şekilde yerli imkânlarla işletilmesine dair beyan ettikleri açıklamaları önemsiyoruz. Şayet hayata geçirilirse Elazığ ekonomisine büyük fayda sağlayacağına inandığımız bu düşünceyi desteklememek ne mümkün.
Yine geçenlerde CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ise, Elazığ’da bulunan maden rezervinin değerinin 30 milyon dolar olarak tahmin edildiğini belirterek, 1 Mart’ta yapılacak ihale için uyarı ve önerilerde bulundu. Sayın Erol, Elazığ’ın Maden ilçesi Kısabekir sahasında bulunan zengin rezervlerin çıkarılması ve işletilmesi ile ilgili 1 Mart’ta yapılacak ihale hakkında TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basın toplatısı’nda; ‘’Maden İlçemiz’de Kısabekir Bölgesi olarak adlandırılan sahada MTA’nın yaklaşık 1 yıldır yaptığı sondajlarda bulunan altın, bakır, kobalt, kurşun, çinko ve demir madenleri rezervi Türkiye’deki en büyük rezervlerdir.” diyen Erol rezervlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Bu bölgede MTA tarafından 2019 yılından bu yana sondajlar devam etmektedir. Bu sahanın ancak yüzde 30’unda sondaj yapılmış, sahanın yüzde 70’inde halen sondaj yapılmamıştır. Yüzde 30’luk alanda bulunan madenin yaklaşık değeri 15 milyar dolar olduğu söyleniyor. Sahanın yüzde 100’ünde ise 30 milyar dolarlık rezerv olduğu tahmin ediliyor. Bu maden ülkemizin ekonomisi için son derece önemli bir milli servettir. İçinde bulunduğumuz ekonomik krizde Hazine ve Maliye Bakanı Londra’daki faiz lobilerinden 1-2 milyar dolar bulmak için oraya giderken, birkaç milyar dolar için BAE emiri Türkiye’de ağırlanırken Elazığ’da böylesine büyük yeraltı kaynağı ile karşı karşıyayız. Bu bir milli servettir, bu da milli bütçeye, ülke ve bölge ekonomisine kazandırılmalıdır, bu sayede bölgede istihdam olanakları yaratılmalıdır.” dedi. İhalenin teknik kısmı ile ilgili ilginç durumlar olduğunu ifade eden Erol, “Bunlardan biri sondajı bitmemiş sahanın ihaleye çıkarılması daha önce görülmemiş bir durum.
Başka bir durum ise; ihaleye girecek firmalar bu bölgede çıkarılacak madenin toplam rezerv ve tenör bilgileri konusunda MTA’nın sondaj verileri ile bilgilendirilmemişlerdir. Yani firmalar sahada ne kadar rezerv mevcut ve tenörü nedir bilmiyorlar. Bu ihale yalnızca Elazığ Maden bölgesini kapsayan bir ihale de değil, karayolu ile 228 km mesafede bulunan Adıyaman Çelikhan’daki sahayı da kapsayan bir ihale. İki maden sahası birleştiriliyor, tek ihale konusu yapılmış durumdadır.” beyanında bulundu.. İhalenin teminatının 2 milyar lira olduğuna dikkat çeken Erol, “İşin ilginç yanı ise ihaleyi alan firma ilgili izinleri alamazsa, hem yatırdığı teminatı Hazine’ye irad kaydedilecek hem de aldığı ihale iptal edilecek. Yani idarenin istemediği bir firma ihaleyi alırsa ilgili izinleri alamama riski ile karşı karşıya, kendilerine yakın bir firma alırsa izinler de halledilecek. Bu ihaleyi isteyen firmaların engellenme riski var. Bizim buradaki önerimiz, kamu- özel sektör ortaklığı gerçekleştirilerek bu sahanın işletilmesidir. Çünkü Elazığ kamuoyu bu konuda son derece duyarlı. Yüzde 51’i kamunun, yüzde 49’u halka arz edilerek bu alanın ülke ekonomisine kazandırılmasını istiyoruz. Böylesine büyük milli servet Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden rezervi olabilir. Karadeniz’de bulunan doğalgaz Maden’de bulunan rezervden ülke ekonomisine daha az katkı sağlayacak bir kaynak. Buranın birilerine peşkeş çekilmesinin önüne geçilmelidir. Adıyaman’daki saha ayrı bir ihalenin konusu olmalı, Maden’deki saha ayrı ihale konu olmalıdır. Bu sahalardaki milli servet de kamu-özel ortalığı ile işletilip ülke ekonomisine kazandırılmalıdır” diye konuştu.
Muhalefetin kaygılarının da göz önünde bulundurulmasını dileyerek, umarız ki; Elâzığ’ımızda çıkarılan madenlerin yerli firmalarca ve rekabet anlayışına uygun olarak, Elazığ ekonomisine en iyi katkıyı sunacak şekilde işletilir. Sadece kaynağı çıkarıp, topraktan ayrıştırdıktan sonra hammaddeyi başka ülkelere ithal etmekle yetinmek de kanaatimizce yanlış olur. Zira işlenebilen her cevher beraberinde istihdam yaratır, düsturuyla hareket edilmelidir. Unutmayalım ki hammaddeye yakın kurulan her tesis ekonomik anlamda Ülkemizi ve Elâzığ’ımızı güçlü kılacaktır. Mevcut rezerv göz önüne alındığı zaman ise işletme sürekliliğinin olacağı inkâr edilemez.
GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.