1

Okunma: 240 kez okundu.

Son zamanlarda mevcut iktidarın ekonomideki yanlış kararları sonucu yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyon dış politika da yapılan yanlışlar sonucu komşu ülkeler başta olmak üzere bir çok ülke ile yaşadığımız sorunlardan dolayı süratle oy kaybeden AKP liler tarafından algılar oluşturulmaya başlandı,

Erdoğan ve AKP giderse, Türkiye Suriye’den çekilir, FETÖ yeniden devlet içinde yapılanır, APO affedilir, Kürdistan Devleti kurulur, Ezanla, Kuran’la, tesettürle mücadele yeniden başlar, Irak, Suriye dört parçaya bölünür, Ortadoğu haritası, Amerikan planı doğrultusunda yeniden şekillenir, Türkiye dünyada etkisini kaybeder, büyük yatırımlar bir daha asla yapılmaz, yerli otomobil, yerli uçak, yerli uçak gemisi, yerli tank projeleri tarihin sayfalarında kalır.
Afrikalı yetimler himayesiz kalır, dünya Müslümanları ve Türkler her yerde ezilir, Türkiye’de milyonlarca göçmen ölüme geri gönderilir, Türkiye devleti çöker, beka sorunumuz başlar, ekonomi batar.

Erdoğan ve AKP giderse felaketimiz olur.

Erdoğan ve AKP giderse “felaketimiz olur” diyenler bunları inanarak söylüyorlar. Bu söylenenlere de iman ediyorlar.

Geçmişe bakacak olursak, Referandumdan önce neler söylüyorlardı?
16 Nisan 2017 referandumundan önce de iktidar yanlıları referandumda “evet” denilmesi için de şunları da söylüyorlardı: “Çocuklarımızın geleceği için, güçlü bir Türkiye için, istikrarlı hükümetler için, dünyanın en büyük 10 ekonomisine girmek için, ekonominin daha hızlı büyümesi için, Türk ekonomisinin ve Türk Lirasının güçlenmesi için, enflasyonun düşürülmesi için, kişi başına düşen milli gelirin artırılması için, bağımsız yargı için, koalisyon hükümetleri döneminin sona ermesi için, istikrarsız hükümet dönemlerinin sona ermesi için, Türkiye, Müslüman ve Türk dünyasına liderlik edeceği için, Türkiye’nin siyasi bir kaosa düşmemesi, ekonomik olarak küçülmemesi için,  Türkiye’nin 15 yıl öncesine dönmemesi için, Türkiye’nin bölünmemesi ve parçalanmaması için, Türkiye’nin geleceğini değil, Avrasya’nın kaderini belirlemek için.”

Referandumda söylenenlerin tamamının tersi oldu!
Türkiye’yi 2018 yılına kadar tek başına yönetmiş olan AK Parti, yapılan seçimlerde Cumhur İttifakı’nı oluşturarak, koalisyonlar sürecini yeniden başlatmıştır. Binde bir desteği olan Perinçek’e bile ihtiyaç duyar hale gelmiştir.

Dış politikada ise AK Parti tarihinin en yalnız dönemi ile karşı karşıya kalmıştır. Sıfır sorundan, sorunlu olmayan komşusu kalmamıştır.
Referandumdan bir gün sonra, 17 Nisan 2017 tarihinde Dolar 3,65; Euro ise 3,87 idi.
Aradan geçen 5 yıl sonra, Dolar, 18.26; Euro 18.25 noktasına geldi.
Yani döviz yükseldi, Türk lirası çöktü. Enflasyon, işsizlik, faizler, ekonomik küçülme, bütçe açığı, iç ve dış borç, çoğaldı döviz son yirmi yılın pikini yapmış durumda. Faiz eşittir enflasyondu. Yani faiz enflasyonun nedeniydi. Faizleri düşürmeyen Merkez Bankası yönetimi görevden alınmıştı. Bugün ise Merkez bankası faizleri  inatla düşürüldü, döviz ve altın tavan yaptı

İktidarın tüm yetkililerine göre ise ekonomi şahlanışta, Sokakta ise vatandaş son yirmi yılın en kötü döneminde.

AK Parti 20 yıldır iktidar ve iktidar döneminin ilk 10’lu yıllarını arar duruma gelmiş bir Erdoğan ve AKP gerçeği var.

“Erdoğan ve AKP giderse ne olur?” sorumuzun yanıtını söyleyelim. Erdoğan ve AK parti giderse, ” Ezan Susmaz, Bayrak İnmez, Vatan Bölünmez, Camiler ve İmam Hatip Okulları Kapatılmaz, Bunları Yapmaya da Hiç Kimsenin Gücü Yetmez” İslamiyet Hiç bir Siyasi Partinin tekelinde değildir, Yüce Allah’ın emirlerini uygulamak adına, Kutsal kitabımız Kur’an ı kerimi iyi okuyup iyi anlamak tatbik etmek ve Peygamber efendimiz Muhammed Mustafa S.A.V efendimizin yolundan gitmek yeterlidir, doğrusu da budur.

Erdoğan ve AKP Giderse, Ülkemiz de bugünkünden daha kötüsü olmaz. Türkiye yine yerinde kalır. ve bugün tek adam rejiminin simgesi olan Erdoğan, seçim yoluyla kaybettiğinde ülke nefes alır. Türkiye rahatlar. Dünyada Türkiye itibarını yeniden kazanır. Ekonomi kısa zamanda olmasa da belirli bir sürede toparlanır. Ve Türkiye’yi tarihsel olarak en geniş mutabakatla oluşmuş ittifak yönetir. Türkiye yeniden hukukla tanışır. Demokratik bir hukukun inşasıyla ekonomi rahatlar. Türkiye’ye yabancı sermaye girişi hızlanır, piyasalar ayağa kalkar.

Son söz: Erdoğan da seçilmiş bir fani. ”Bu Ülkenin ne Kurucusu ne de Sahibi” Ülkemiz insanlarının oyları ile seçilmiş bir siyasetçi, Dünyanın her yerinde olduğu gibi, ister diktatörlük olsun isterse demokratik yönetimler olsun, yönetenler er geç iktidarı bırakırlar. Hele hele seçimle işbaşına gelmiş olanlar bir gün seçimle giderler. Başarısız olan her iktidar, toplumsal desteğini kaybeder ve yerine toplumun desteğini almış yeni siyasi iktidarlar gelir. Ve bu dünyanın sonu da değildir. Ancak iktidarı kaybetmemek için dünyanın her yerinde iktidar sahipleri ve taraftarları tarafından aynı şeyler söylenir: “İktidar kaybeder ve muhalefet kazanırsa kazanılmış olan her şey kaybedilir. “Aslında gerçek olan şudur; ”Asıl Kaybeden İktidar Sahipleri ve İktidar Sayesinde Zenginleşmiş ve Konum Kazanmış Olanlardır.”

Kalın Sağlıcakla…