Eski bir Türkü şöyle diyordu, “Elazığ uzun çarşı, dükkânlar karşı, karşı”. Şehrin tek ana caddesi, bağlantısı, volta meydanı, dayısı, edası, nazlısı.
Türküler yakılmış, kızlar tavlanmış, ceketler omuzlarda voltalar atılmış, gidecekleri yer anlatılmış, çok şeyler alınıp satılmış şimdilerin teknoloji uygulaması Elazığ’ın Navigasyonu Gazi caddesi.
Caddeyi üç ayrı isme bölmemiş olsak, orduevinden başlayan ve çayda çıra kavşağına kadar uzayan altından zincir dersiniz tereddüt etmeden.
Tarihine baktığımızda 1900 lü yılların sonuna doğru eski hükümet konağının ve daha sonraki yüzyılın başında Elazığ belediyesinin bu cadde de yapılanmaları Gazi caddesinin oluşmasında etkin rol oynamışlardır. Sonraki aşamalarda Halk evinin, beşkardeşler binalarının, Ahmet Aytar spor salonunun, Eski şehri stadyumunun, valiliğin, vali ve paşa konağının, resmi dairelerin, işyerlerinin, İzzet Paşa camii, ilçe ve köy minibüslerinin garajı, teksas, tommiks kovboy ve aşk romanlarının okunduğu alanlar, yazlık kışlık sinemalar ve sayamadıklarımız bu caddenin ölümsüzleşmesinde dama taşları olmuşlardır.
Şimdilerde can çekişiyor diyebiliriz Gazi caddemize, dermanı kalmadı gibi. Yıllardır öylesine çok şeyler yaşadı ki yükü ağırlaştı taşıyamaz oldu. Yıkılıp yapılan yeni binalar, boşalan dolan yeni işyerleri, vurulan kazmalar, terk edenler, bırakıp kaçanlar.
Eski halinden eser kalmadı şimdilerde, güç veren ayaklar, destek olan yürekler, sahip çıkan babayiğitler yok oldular. Tarih sayfalarındaki resimler, anılardaki türküler ve binlerce hikâyeler kaldı miras olarak genç Gakgolara.
Bir omuzu düşük, şalvarlı, sekiz köşe şapkalı deli kanlılarımız yaşlandılar, şimdilerde kimse uçtan uca yürümüyor, koruyup kollamıyorlar Gazi caddesini, kimse, kimseyi tanımıyor, selam ve muhabbetler köşe başlarında yok oldu, sinemalar yıkıldı kayboldu, Turan gazetesinin nüshasını asıldığı yerden okuyanlar bitti, gençler sosyal medya ya gitti. Gelişimler şehri batıya doğru itti.
ONUNCU KÖY DİYOR Kİ
Gelin Gazi caddemizi hep birlikte yaşatalım, gelin hep birlikte caddemize sahip çıkalım, koruyup kollayalım.
Yıllardır günü kurtarmaktan başka hiçbir işe yaramayan söylemleri bir kenara atalım, alternatif çözüm yolları bulalım caddemizi araç trafiğine kapatalım. Caddemiz insanların dinlendiği, gezdiği, alış verişini yaptığı bir konuma getirilsin. Açık alan alış veriş merkezi olsun, tarihi anlatılsın, özlem havası solunsun.
Gelin yıllardır kırpıla, kırpıla çift yön kullanımdan tek yön kullanımına düşürdüğümüz caddemize tarihi bir doku verelim, araçları terk edelim, caddenin gizemli haliyle çaylarımızı yudumlayıp, tespihler çekelim. Sohbetler edelim, geçmişi hep birlikte yaşayıp yaşatalım. İstiklal caddesi ve diğerlerinden ne farkı var benim olan caddemin.
Gelin birlikte başaralım.
GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.