Cennet vatanımız olan Türkiye’mizi emanet edeceğimiz gençlerimizi gerektiği gibi yetiştirebiliyormuyuz? Son haftalarda aklımda yer kaplayan önemli bir soru bu…
Dünya korkunç bir hızla ilerlerken, teknolojik gelişmeler akıl sınırlarımızı zorlarken, bizler Türk milleti olarak gençlerimizi ne kadar donanımlı yetiştirebiliyoruz?
Her ilimizde açılan üniversiteler binlerce mezun verirken, mezun gençler ne kadar donanımlı? Mezun öğrenci donanım sorunu aslında daha da derine iniyor. Dost meclislerinde yapılan sohbetlerde dile gelen acı bir gerçeği paylaşmak zorunda hissediyorum kendimi. Bundan on beş yirmi sene önce liseden mezun olan bir öğrenci çok daha donanımlı bir şekilde mezun oluyordu… Sadece tabelayı değiştirerek bir okulu nitelikli yapmanız imkânsızdır. Önemli olan o okulda verilen eğitimin kalitesini yükseltebilmektir.
Kalite, birçok ayrıntıyı düşünerek özenle atılacak adımların neticesinde doğacaktır. İyi donanımlı, sorunları minimize edilmiş (geçim derdi, sosyal kaygılar vb..) bir öğretmenin vereceği ders daha verimli olacaktır.
Aynı şekilde doğruluktan bahsederken bunları yaşantınız ve hareketleriniz ile çevrenize hissettirmezseniz samimiyetinize gölge düşecektir. Laflarınız tabeladan öteye gidemeyecektir.
Bireylerin eğitim sistemi içerisinde verimli olabilecekleri alanlara yönlendirilmesi çok önemlidir. Öğretmen olmak isteyen bir gencimizin, Polis olduğu zaman, bu mesleği nasıl icra edeceğini düşünmezseniz sonuçları vahim olacaktır. Öğrenci anasınıfından itibaren dikkatle takip edilmeli; yeteneğinin ve verimli olabileceği branş tespit edilerek, yüksek eğitimini tamamlayacağı bölüme sınav korkusu yaşamadan girebilmelidir. İstediği, yeteneği olan bölümü tamamlayan gencimiz ise çalışma hayatına çok daha rahat atılacak, verimli ve mutlu bir şekilde vatanına hizmet edecektir.
Gençlerimize güvenmeliyiz. Onlar gelişen dünyamızda bizlerden daha farklı düşünerek geleceklerini şekillendireceklerdir. Bizlerin onlara her anlamda destek olarak yanlarında bulunmamız gerekir.
Önümüzdeki yıllarda yapılacak olan seçimlerde, yaşları şu an 16-23 yaş olan ve Z kuşağı olarak adlandırılan nesilden 7 milyona yakın genç ilk kez oy kullanarak seçimin kaderini değiştirebilecek düzeyde etki etmesi bekleniyor. Bunu dikkate alan siyasi partiler ise şimdiden bu genç kitlenin oylarını alabilme telaşındalar.
Gençlerimizi iyi yetiştirmek zorundayız. Doğru ile yanlışı, hak ile batılı, eğri ile doğruyu ayırmak zorundalar.
Bizlerden çok daha avantajlı durumdalar. Bilgiye saniyeler içerisinde ulaşabiliyorlar. Sosyal medya üzerinden iletişimleri korkunç bir hızla gerçekleşebiliyor. Dünyanın öbür ucunda gerçekleşen bir gelişmeyi, parmaklarının ucundaki cihazlara dokunarak öğrenebiliyorlar. Bu sanal dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor kalamıyor. Bir siyasinin ya da vatandaşın on yıllar önce yapmış olduğu bir açıklamayı saniyeler içerisinde bulup size izletip size onlarca soru sorabiliyorlar…
Bu avantajları dezavantaja dönüşmemeli. Bunun içinde bizlerinde üzerine görevler düşüyor. Gençlerimize hakkı tavsiye edip, doğrunun her zaman doğru olduğunu; İnsan olmanın gereklerinden, doğrudan ve haktan asla vazgeçmemeleri gerektiğini her fırsatta hatırlatmalıyız.
Unutmayalım Gelecek Gençlerimizin.
GÜNDEM
02 Aralık 2023EKONOMİ
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023EKONOMİ
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023GÜNDEM
02 Aralık 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.