1970 li yıllarda Elazığ’a ilk defa görevlendirilmesi gerçekleştirilecek olan TRT Elazığ Muhabirliği için bir ön araştırma yapılmış ve bu görev için Elazığ’ın en eski ve köklü gazetesi olan Turan Gazetesi ve ailesinde karar kılınmıştı. Ailenin en genç ve dinamik kardeşleri Celal TURAN ise bu görevi kabul etmişti.
Görevi kabul etmek kadar onu layıkı ile yapabilmek de son derece önemli idi. Bu kapsamda yeni görevlendirilen ve çevre illerinde muhabirlerinin katılımıyla bir toplantı düzenlenmiş ve evrensel gazetecilik daha doğrusu habercilik ilkeleri bir daha bu genç muhabirlere hatırlatılmıştı…
TRT Haber Dairesi Başkanı Teoman Bey (soyadını yazmamış) tarafından sunumu yapılan bu toplantıda Rahmetli babam Celal TURAN’ın kendi el yazısı ile almış olduğu notları benim için bir noktada habercilik anayasası olmuştur. Bunu her platformda dile getirmekten gurur duyuyorum.
Habercilik ilkelerinin bu kadar yozlaşmış olduğu günümüzde bunu tekrar gündeme taşımayı uygun buldum.
Notların başında 5 el kaidesi altı çizilerek belirtilmişti… Ne, Nerede, Ne Zaman, Nasıl, Niçin…
Haberin içeriği, niteliği ve ne anlattığına değinilmiş, haberin halkı ilgilendiren kısmına vurgu yapılması belirtilmiş, herkes tarafından anlaşılır olmasına dikkat çekilmiş… Türk Dil Kurumunun sözlüğünden cümleler kullanılmasına dikkat çekilerek, halkın kabul ettiği sözcüklerin önemine değinilmiş.
Haber ilkelerine ayrı ve özel bir başlık açarak; Haberin tarafsız, objektif, bağımsız, doğru ve kesin olması gerektiğinin, çabuk haber olmasının altı, iki kere çizilmiş…
TRT habere yorum getirmez, topluma olay yapısını kendi düşünmez, yorum hakkını dinleyiciye bırakmıştır.
Haberi saptırmadan, olduğu gibi olayı vermelidir.
Reklam ve propaganda yapmadan, kimseyi bağlamdan haber vermelidir.
Haber doğru ve de kesin olmalıdır. Aksi takdirde zor duruma düşüleceği belirtilmiştir.
Haberin sorumluluk taşıdığı özellikle belirtilmiştir.
Habercinin bir istihbarat defteri yapması ve kesin olarak doğruluğu teyit edildikten sonra halka ulaştırılmasının önemine değinilmiştir.
****
Günümüzde habercilik anlamında bu ilkelere bağlı kalmanın meslek ilkeleri hakkındaki öneminden bahsetmiyorum bile… Bir işi yapıyorsak hakkıyla ve doğrusuyla yapmalıyız. Bunun başka bir alternatifi yoktur. İşimizi doğru yaptığımız müddetçe halkın da Basın sektörüne güveni artacaktır. Basın da toplumdaki görevini hakkıyla yerine getirip, daha güçlü bir Devlet ve toplum için görevini layıkıyla yapacaktır.
