HAK SAHİPLERİNİN MAĞDURİYETİ DEVAM EDİYOR
Büyük Elazığ depreminin ardından, gerçek yarayı kurumların tutum ve davranışlarından alan Elazığ’ da vatandaşa karşı sergilenen belirsiz davranış ve tutumlar hız kaybetmeden devam ederken birçok kişiyi de evlerini kaybetmek korkusuyla baş başa bıraktı.
Şehrin birçok mahallesinde ve ana arterlerinde çözüm bulunamamış bir şekilde boşaltılmış atıl halde bekleyen sivil ve kamuya ait binalar çirkin bir görüntülere sahne olurken, kaderine terk edilmiş eski hastane binalarında yaşanan hırsızlık, tiner, gasp ve korku artarak devam ediyor.
Özellikle şehir içerisinde şahit olduğumuz yüzlerce binanın hasarlı denilerek boşaltılması ne kadar yerinde ve doğru bir karar olsa da bu binaların hak sahipleriyle oturulup çözüm noktasında olumlu bir adım atılamaması da bir o kadar düşündürücü durumda.
AFAD. Son yıllarda en çok müracaat edip destek beklediğimiz popüler kurumumuz. AFAD. Başımız dara düştüğünde, yaşanan her türlü afet ve sıkıntılarda, yangında, karada, denizde, şehirde, köyde, kasabada, dağda, bayırda aklımıza gelebilecek her yerde yanı başımızda olmasıyla kendimizi güvende hissettiğimiz kurum.
Yaşadığımız depremde gördük ve anladık ’ki AFAD. Yardım ve yaralara Hızır gibi yetişmekle kalmadığı gibi birçok iş ve koordine hizmetini de ayrıca üstleniyor.
Deprem sonrası sıkıntılar içerisinde hak, talep, zaman, yardım, bilgi ve beceri onların her ne kadar vazgeçemediği prensipleri olsa da bazen farkında olmadan bu kurumda gerek dışarıdan gelen baskı gerek se kendi içerisinde yaşadıkları sıkıntılarla vatandaşın sorunlarına çözüm bulmakta sınıfta kalabiliyorlar.
Bu konuda mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız gazeteniz onuncu köye yaptıkları açıklamalarda, “şehrimizde yaşanan depremin yaraları üzerinden üç yıl geçmesine rağmen çözüm bulma noktasında yaşanmaya devam ediyor. Depremin bıraktığı izleri ve şehrimizin ekonomik olarak yıprandığı, vasıflı göçlerin, işsizliğin, kapanan işyerlerinin, yıkımların olduğunu hep birlikte yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bu süreçte kendi evi, baba evi, miras gibi hak sahipliği müracaatlarında yaşanan vekâlet ve dilekçelerden kaynaklanan gecikmelerin sıkıntısı bizler daha büyük sıkıntılara sürüklüyor. Bu konuda ilgili kuruma müracaat ettiğimizde bizlere gösterilen yollardan birinin mahkeme diğerinin de Ankara olduğu söylenince ne yapacağımızı şaşırıp kaldık. Devlet kurumlarının görevleri vatandaşa hizmet odaklı olduğu için, çözüm yolunda köprü görevi üstlenip gereğini yapması beklenirken, mağduriyetimize kendi düşüncelerine göre başlarından atar gibi yol göstermeleri kırılan Elazığ’ı bir kez daha yıkmaktadır” dediler.
Bizim yerimize konuşanların ağızlarına sağlık derken, bulunacak yapıcı çözümlerle şehrimiz ayağa kalkacağı gibi, vatandaşın duası da hiç kuşkusuz koruyucu ve kollayıcı olacaktır.
O halde haydi hep birlikte çözüme.
