Öyle günlerden geçiyoruz ki, iktidardan tut muhalefete kadar siyaset alanında elle tutulacak, umut verecek, geleceğe dair iyi ve güzel beklenti sağlayacak tek bir gelişme görmüyoruz. ‘Bu kadar mı olur’ diye isyan ediyor, şu iki satır yazıyı bile yazmak içimden gelmiyor!..
İktidar, BAE’yi dolaşıyor, dün ‘darbe sorumlusu’ yaptığı Araplara yaranmak için artık bin takla atıyor. Ülke parsel parsel tüm zenginlikleriyle, yatırımlarıyla satılıyor. Ne satılıyor, ne alınıyor, kaça gidiyor bilmiyoruz ve iktidar tarihin en kaypak en arkadan satışçısı, güvenilmezi olan Arapları ‘sıcak para’ için baş tacı ediyor; yetmiyor bir de ‘minnet’ duyuyor!..
Çok tehlikeli bir gidiş, ülke olarak dibe doğru hızla çakılmak üzereyiz, hatta bazı ekonomistlerin dediği gibi çakıldık bile!.. Ama öncesinde başta emekliler, millet çoktan dibe çakıldı bile, gerçekten bittik! Zamlar vergiler bitmiyor, sadece akaryakıta yapılan tarihindeki en büyük zamlar yeter. Akaryakıt zamları, tüm üretim süreçlerine, mal ve hizmetlere zam demektir zaten. Akaryakıt zamları önümüzdeki dönemde enflasyonu daha da patlatacak, pahalılığı uçuracaktır; bu koşullarda nasıl yaşanacak, nasıl altından kalkılacak; bilmiyorum… İktidar ile iş tutan, nemalanan ve zenginleşenler dışında kalan milyonlar bu batık ekonomiyle fakirlik, yoksulluk ve açlık sınırlarıyla sınanıyor; bunu biliyorum.
Ülke bu haldeyken, muhalefet nelerle uğraşıyor diye istemeden de olsa bakıyor, izliyoruz!.. ‘Sızdırılan’ bir online toplantı üzerinden kıyamet kopuyor, ülkenin durumu vatandaşın çilesi umurlarında değil, koltuk için tepişiyorlar!.. Parti sözcüsü Fait Öztrak ki kendisinin kamuoyunda zerre kadar karşılığı olmadığına kalıbımı basarım; kalkmış ‘ayar veriyor’ bir de ‘gemiyi limana hasarsız taşıyacağız’ diyor!.. Hangi gemi bu diye sorarlar adama!.. CHP ise zaten bitik vaziyette; ülke desen zaten batık!.. Neyi nereye hasarsız taşıyacak acaba?
Bir de gariban CHP’li belediyelerin durumu var ki içler acısı!.. İktidar mali olarak da kıskaca almış, İller Bankası’ndan para akışlarını kesmiş; iş yapamaz hale getirip vatandaşın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu arada vatandaş hak ettiği hizmeti alamıyor, zararı gören o il, ilçenin yaşayanları oluyor; kimin umurunda!.. Bu haldeyken yapılmaya çalışılan toplu sözleşmeler de haliyle çıkmaza giriyor ve grev kararları alınıyor. İzmir Metrosu bu aşamada; grev olur mu sanmıyorum son kertede anlaşma sağlanır diye umuyorum. Şu halimizle bir de kent içi toplu ulaşım durursa, vay halimize!..
Yani nereden tutsan elinde kalıyor, bize düşen her şeye rağmen ayakta kalmak mücadele etmeye çalışmak; artık ne kadar olursa…
