İmamoğlu CHP genel başkanı olmaya can atıyor. Veya birileri onun CHP’nin başına geçmesini istiyor.
İmamoğlu’nun yüceltilmesi kampanyası yıllardır sürüyor. İstanbul için yeni projeler geliştirilirken, parti içinde durumunun güçlendirilmesi de onunla paralel yürüyor. Bu doğal bir çalışma ancak partinin içinde güçlü biri olmak başka, parti genel başkanlığına yürümek başka.
Büyükşehir belediye başkanlarının bir sonraki seçimde aday gösterilmeme kaygısını anlamakta her zaman zorlanırım. İşini başarı ile yapan, partisinin gücüne güç katan belediye başkanı doğal olarak yine aday gösterilir. Maalesef gerçek şu ki, ne kadar olumlu işler, projeler yaparsa yapsın belediye başkanları parti teşkilatlarında, özellikle o ilin teşkilatında güçlü olmak ister ve delegelere hakim olarak kurultayda gerine gerine dolaşmayı hayal eder.
Kurultayda, seçileceği belli olan genel başkana destek verir, böylece genel başkanın seçilmesine katkıda bulunduğundan hareketle, bir sonraki yerel seçimde yeniden belediye başkan adayı olarak gösterileceğini garanti altına aldığını düşünür. Bu doğal gerçekliği partili de kabul eder. Ancak, yerel seçimde başarılı olamayınca, ortalardan kaybolmak yerine, hedefi bir sonraki genel seçimde milletvekili adaylığına dönüşür.
İmamoğlu’nun durumu farklı. Genel başkan olmak istiyor. Fakat hakkında açılan davalar Demokles’in kılıcı gibi başının üzerinde duruyor. Bu zaten 4 yıl önceden AKP’nin planladığı bir durum. Genel başkan adaylığı için belediye başkanlığını bıraksa parti teşkilatı da İstanbul halkı da kendisini affetmeyecek.
Peki neden İmamoğlu üzerine senaryolar yazılıyor. Kendisi için çalışan ekibin Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeterince bildiği kanısında değilim. Partili ona sahip çıkar bir daha belediye başkan adayı olsun diye ama genel başkan adayı olunca durum tersine dönebilir. Bunun için İmamoğlu’nun ekibi ajanslarla, bilgisayar analizcileriyle birlikte on binlerce CHP’linin bilgisine, görüşüne başvuruyor. Ucu açık sorularla, yani bazı sorulara verilen yanıtlarla İmamoğlu’na program yapmaya çalışıyorlar.
Derken CHP eski genel başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile olumlu bir hava yaratmanın peşindeler. O havayı yaratabildiler mi, kanımca hayır. Acaba genel başkanlardan hangisinin İmamoğlu ile ortak bir düşünce geçmişi var ki?
Ortada açmaz bir durum var. Sanırım kendisi de bunun bilincinde. Gel gör ki, yandaş medya İmamoğlu’nu meze yaparak CHP’yi yıpratmaya, Kılıçdaroğlu’nu devirmeye çalışıyor.
Başarılı olurlar mı? Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatının dışarıdan emir almadığını yeniden öğrenmeleri için büyük kurultayı beklemek durumundalar.
