İkamet ettiğim konutumun bulunduğu sokakta kaldırım taşlarının arasında yetişmeye çalışan bir fidanın hikâyesini sizlerle paylaşmak istedim. Kilitli parke döşeli kaldırım taşlarının arasından inatla ve azimle büyümeye çalışıyor. Geçen senelerde fark etmiştim. Taze filizleri, canlı yeşilliği ile onu görmesini bilenlerin gözüne çarpıyordu. İnsanoğlunun, en azından bir kısmının ona tebessüm ve güzel duygularla baktığını hissetmiş midir acaba? Geçen senelerde yaklaşık iki ya da üç sefer bir insan boyuna ulaşmış, kim ya da kimler olduğunu bilmediğimiz birileri tarafından yeryüzüne çıktığı noktadan kesilmişti… O mücadele verip çıkıp insan boyuna ulaşıyordu, birileri onu kökünden kesmeye devam ediyordu. Aslında ne kadar çok anlam çıkartacağımız bir durum… İnsan olma, doğa ile barışık ve saygılı olma kavramlarını yitirmiş varlıklar tarafından yok edilmek istense de o yine yeşermeye, yaşamaya çalışıyordu. Nerede ecdadımızın “Yaş kesenin başını keserim” felsefesi, ya da ağaca zarar veriyor diye koca köşkün yerini değiştiren Mustafa Kemal ATATÜRK’ün doğa sevgisi…
Belediyemizin şehrimize yeşil bir kimlik kazandırmak için verdiği mücadele ortadadır. Ağaçların sulanması ile ilgili çalışmalar, yeni dikilen yüzlerce ağaç bunun için iyi birer örnek olsa da insanımızın içindeki bilinci değiştirmeye Belediyemizin gücü yetemeyecektir. Bu bilinci küçük yaşlarda insanımızın beynine işlemeliyiz. Ağaç yaş iken eğilir atasözü boşuna söylenmemiştir.
İnsan olarak doğaya, çevremize ve insanlara insanca bakmak zorundayız. Bize yakışan budur. Bazı olayları değiştirmeye gücümüz yetmese de biz her zaman doğru ve hakkın yanında olmaya gayret göstermeliyiz. Tabi ki kaldırımdaki küçük fidan gibi bizleri istemeyen olacaktır. Yeşil rengimiz, yaşama inat büyümemiz birilerini rahatsız edecektir. Bizi kestiklerini zannetseler de yine o taşların arasından, kimse tarafından sulanmadan, köklerimizden aldığımız güç ve en önemlisi de Rabbimizin izniyle yeniden yeşerip büyümeye devam edeceğiz. Kaldırımdaki fidan misali yaşamamızı istemeyenlere inat yaşayacağız, büyüyeceğiz ve daha çok ilerleyeceğiz.
DENİZ TURAN
