DOLAR 34,7620 0.07%
EURO 36,5456 0%
ALTIN 2.949,68-0,02
BITCOIN 33592431,19%

BAZI ACILAR GEÇERMİ..?

29 Ağustos 2022 14:17

Okunma: 158 kez okundu.

Bu günkü köşe yazıma farklı bir giriş yaparak başlamak istiyorum neden mi ? bazen ilham gelir ya insana, geçmişi anarsın işte tam da o ruh halindeyim..! haydi başlayalım…

Hepimizin hayatında yaşanan bazı acılar için; ”Hep geçer diyorlar ya, sizce geçer mi? elbet geçer, bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer, Ama mutlaka geçer.” derken eminim ki bazı yaşanmışlıkların bıraktığı izlerin ve oluşturduğu yaraların kalıcı olacağını kahramanımızın kendisi de biliyordu.

Aynı aşk yarası gibi…

İnsan en büyük darbeyi en sevdiğinden aldığında içini delip geçmez mi?

Ummadığın bir hareketini gördüğünde, yüreğinin en derin yeri alev alev yanmaz mı?

Nerede sevgi, nerede bağlılık, nerede dürüstlük denmez mi?

Hani hiç olmayacaktı ihaneti, yalanı, riyakarlığı, bencilliği derken derin bir of çekerek iç geçirilmez mi?

İzi kalsa da yaşananlar elbet geçer, elbet biter ama teğet mi yoksa delip de mi geçer, elbet yaşayan bilir…

Peki onca yaşanmışlıktan sonra, kim bilebilir ki Esad ile Erdoğan’ın birbirlerine karşı olan hislerini, yaşananların teğet mi yoksa delip mi geçtiğini?

Arap Baharı denen ama kara kışa dönüşen mevsim başlamadan önce ne büyük bir tutku ile birbirlerine bağlıydılar, öyle değil mi?

Öyle ki yaşadıkları, rahmetli Kayahan’ın,

”Bizimkisi bir aşk hikayesi,

Siyah beyaz film gibi biraz,

Gözyaşı umut ve ihtiras,

Bizimkisi alev gibi biraz,

Alev gibi’ mısralarının siyasette vücut bulmuş hali değil miydi?

Ya sonrası?

Özellikle Esad’ın hissettikleri… Voltaire’in, “Tanrım, beni dostlarımdan koru! Düşmanlarımla kendim baş edebilirim.” cümlesi, ete kemiğe bürünmedi mi?

Hey gidi günler heyyyy, ebedi dostluktan ezeli düşmanlığa…

Ya şimdi…

‘Zalim Esed’in hükümdarlığına son vermek için biz oraya girdik, başka bir şey için değil’ diyen Erdoğan, bu sözlerini unutup, siyasette “dargınlık” yooook diyerek “Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor” diye eski aşkını depreştirmez mi! Ölümsüz aşk dedikleri, bu mudur acep???

Peki bir zamanlar “Bir gün Erdoğan’la görüşmek zorunda kalırsam bundan gurur duymam. Bu türden fırsatçı İslamcılarla iş yapmaktan tiksinirim” diyen Esad, uzatılan bu zeytin dalına nasıl karşılık verecek? İçinde en ufak bir aşk kırıntısı kaldı mı acep?

Öz cümle ve nihayet; kıssadan hisse çıkarabilenler için gelsin,

Bir zamanlar oduncunun teki, ormanda gezinirken yaralı halde bulduğu bir yılanı tedavi eder ve hayatını kurtarır. Yılan minnettar kalarak beklemesini, kendisine altın getireceğini söyler ve birazdan ağzında bir altın ile gelir. Yılan, adama her gün gelmesini, can borcuna karşılık ona her gün bir altın vereceğini söyler. Adamda her gün aynı yerde aynı saatte bir tas süt ile buluşma yerine gider; sütü verir, altını alır. Adam haliyle, zamanla epeyce zengin olur. Ancak bir gün hastalanıp buluşma yerine gidemeyen adam, durumu oğluna anlatır, kendi yerine gitmesini ister ve buluşma yerini tarif eder. Oğlu gider, yılana durumu anlatır ve altını alır ama nefsine yenik düşer, yılanı takip edip yuvasındaki tüm altınları zorla almaya karar verir. Gizlice takibe başlar. Yılan yuvasına geldiğinde kılıcıyla onu öldürmek için hamle yapar ancak ani hareket yapan yılanın sadece kuyruğunu kesebilir. Yılan ise o acıyla adamın oğlunu sokar ve öldürür. Bir süre sonra iyileşen adam, yılanı bulur ve “oğlum hatalıydı, unutalım olanları, dostluğumuz devam etsin” der. Yılan ise “bende bu kuyruk, sende de bu evlat acısı olduktan sonra biz artık dost kalamayız” der, ne dersiniz dostlar bu kadar yaşananlardan sonra dostluk devam eder mi..?

Kalın Sağlıcakla…

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.