Bir zamanlar ilimizde altyapı denildiği zaman herkes alaylı bir şekilde yüzüme bakar ve arkamdan gülerek “Bu adam deli midir nedir?” derlerdi. Bugün ise sporda istikrar ve verimlilik diyorsanız aynı muamele ile karşılaşıyorsunuz.
Çoğu kimsenin gününü gün ettiği ve ederken kısa yoldan köşeyi dönmekten başka hiçbir şeyi düşünmediği insanların güzel vaatlerle kolay kandığı bir yerde, sporda istikrar politikalarını savunmak gerçekten çok riskli bir iştir. İnsanlara bedelsiz cennetler vaat edin, büyük laflar edin, sporda hemen popüler olursunuz. Sporda bedelsiz cennet olmadığını, gerçekçi çıkış yolunun doğru politikalar ve stratejilerinin sabırla ve bilinçli bir şekilde uygulanmasından geçtiğini, istikrarsızlıktan kurtulmak için herkesin bazı özverilerde bulunması gerektiğini söyleyin, bu kez spor kamuoyu sizi karamsarlıktan, spor düşmanlığına kadar uzanan saçma sapan suçlamaların hedefi haline getirecektir.
Aradan bir süre geçer, sizin kaygılarınız bir bir gerçekleşir. Sizi karamsar olmakla suçlayan, istikrar, politika ve stratejilere yan çizen spor yöneticileri bu yüzden gitmek zorunda kalırlar. Ancak yerlerine bir başkası gelir ama istikrar ve tutarlılık isteyen bizlerin kaderi değişmez. Çoğu kimse ve toplum bir süre önce yaşananları ve bu yüzden çektiklerini çok çabuk unuturlar. İstikrar ve verim diyenlere pek prim vermezler, destek sağlamazlar ve bu kısır döngü böylece sürüp gider.
Ancak, bir spor yazarı ve spor adamı olarak, üstüme düşeni yapmak ve bu konuda spor kamuoyunu bilgilendirmeyi görevim olarak doğru olanları yazmağa devam edeceğim. Çünkü spor sayfalarında maçın gollerini, sporculara yıldızları ve her gün klişeleşmiş lafları yazmak hiç kimseye bir fayda vermeyeceği gibi kulüplerimizi spor’da bir çağdaş anlayışa ve de uzun vadeli bir başarıya götürmez. Yaklaşık 30 yıla yakın bir süredir ilimizde hep başarının anahtarını istikrar ve verimden geçtiğini anlatmaya çalıştım. Ancak bugüne kadar bunun karşılığını gördün mü ? diye sorarsanız, inanın ki hiçbir zaman görmedim. Çünkü bugün kime sorarsanız kendisi bir numaralı spor eleştirmeni, uzmanı ve bilgini olarak kabul eder.
Ne yazık ki, bugüne kadar ilimizde geniş tabanlı bir spor katılımı veya eğitim semineri, paneli veya sempozyumu olmuş değilki. Spor’u bilim ışığında konuşalım da bilenle bilmeyenlerimizi ayıra bilelim. Böyle bir fırsat bizlere verilmediği müddetçe veya gerçekleşmediği takdirde, bu çarpık düşüncelere kapılıp giden kulüplerimizin içler acısı hali devam edecek ve spor kamuoyunda bu kaos sürüp gidecektir.. Bu sebeple sporda bilenle bilmeyenler, gününü gün edenler ve sporda rant elde edenler arasındaki farkı göremediğimiz müddetçe, bir sürü yapışkan keneden kurtulamayacağız. Kurtulmak ya da kısa yoldan ve kısa bir sürede çözüm bulmakta hesaplarına gelmiyor çünkü bu kez adamcılık, hissiyat, duygusallık ve hemşericilik olgusu başlayacaktır. Bir çoğu için kulüpler araç, amaçları ise bambaşka şeylerdir.
Çözümün neden ve nasıl zorlaştığı noktaları bugün yazmaya kalkışsam, yarın daha çok cahil düşmanımın ve aleyhimdeki
kişilerin çoğalmasına yardımcı olacağım. Bunları da zamanı ve günü gelinceye saklayalım. Yarınlarda ne olur ne olmaz.!
Çünkü sporda sorunların hangi nedenlerden başarısızlıkların nerelerden kaynaklandığını bilmek ve bu sorunları çözme
görevlerinin kimlere verildiğini görmek ve yaşamak spor adına bana ızdırap veriyor.
O yüzden sporda yalnızca cahillerin mutlu olabileceğini düşünüyorum.
Ne mutlu spor cahiliyim diyene..!
GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.