2022 yılı Türkiye’ sinde geldiğimiz noktada Siyaset te sürekli bir kavga var. Taraflar yumuşama adına, hiç bir adım atmazken, ağır eleştiriler birbirini kovalıyor.
Sokaktaki vatandaşın huzur aradığı bir dönemde siyasetin sertleşmesi köylü Mehmet Ağayı, şehirli Ali Beyi, emekli Ayşe Teyzeyi sadece rahatsız etmiyor, tek amacı huzur ve refah içerisinde geçim isteyen insanları çileden çıkarıyor.
Türkiye’nin açlık ve fakirlik sınırının altında yaşayan milyonlarca insanı varken, iktidar ve muhalefetin ortak hareket edip, milyonların sorununa çözüm araması gerekirken, keskin sirke misali, sonunda küpün zarar göreceğini niçin kimse hesaba katmıyor?
Bu ülkede halen daha gencecik insanlar toprağa düşerken bir yandan zevki sefa, diğer yandan alemler devam ediyor. Yurdun halleri pek iyi değil.
Bak, kıymanın kilosu 120 liraya çıkmış. Bunu kim alacak ki, sofrasına koysun ve yesin? Elektrik, doğalgaz faturalarına yetişmek mümkün değil.
Açlık sınırının altında kalan ailelerin et yemek için tek umudu Kurban Bayramıysa, yurdum insanlarının ağlanacak haline nasıl gülebiliriz ki,
Yüz binlerce gencin üniversiteye nasıl gireceğim nasıl yerleşeceğim, yüz binlercesinin de aklını ben hangi imkanlarla orada nasıl okuyayım düşünceleri sarmışsa; siz hala neyin peşindesiniz diye siyasilere sormamız gerekmez mi ?
Sokakta gezen insanların suratları eğer sirke satıyorsa siz bal börekten nasıl bahsedeceksiniz? Türkiye’nin içinden geçtiği bu zor dönemde hepimizin beklediği siyasilerin sen ben kavgasını bırakıp, ülkenin sorunlarına yoğunlaşmasıdır. Biz böyle istiyoruz gardaş, biz derken hepimiz, bütün ülke.
Bak, birde Suriye’den ülkemize göç edenlere tanınan imkanlar bizim fakirimize neden tanınmaz. Sosyal medya farklı farklı yorumlarla dolu.
Bir vatandaş, sosyal medya hesabından; aynen şöyle yazmış “Bende Suriye vatandaşlığına geçmek istiyorum, öyle ya onlara her türlü imkan sağlanıyor, ” Evet burada millet olarak her zaman mazlum ve mağdurların yanında olduk. Amma velakin bu ülkenin insanları perişan ve evsiz barksızken, Suriyelilere tanınan imkanlar kamu vicdanında ne kadar kabul görür bilemem. birde Ülkemizde yaşayan Suriyelilerin Market, Bakkal, Fırın, Kasap gibi temel ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlere baktığımızda ürünlerin yüzde doksanının Suriye den getirildiğini ve Ülkemizde yaşayan Suriyelilerin alış verişlerini sadece kendi hemşerilerinden yapıp Sığınmacı olarak geldikleri Ülkemizde nasıl bir ayrımcılık yaptıklarını bütün çıplaklığıyla görmekteyiz.
Türkiye’nin taşıdığı yükü bu millet bilir. Daha fazla yük kaldıracak halimiz de yoktur. Önemli olan Suriye’de kalıcı bir barışı tesis edip, ülkelerini terk edenleri tekrar vatanlarıyla buluşturmaktır. Yıllardır kan ve gözyaşının dinmediği Ortadoğu’da en büyük sınır komşumuz olan Suriye’den ülkemize yansıyan sıkıntılar, vatandaşı da çileden çıkarır hale gelmiştir.
Hoca vaazlarda zaman zaman şöyle söyler; eve lazım olan camiye haramdır. ve yaşadıkları bölgelerde sürekli sorun çıkartan Suriyeliler çevrelerindeki aileleri öfkelendirmektedirler, Şimdi siz o öfkeli ailelere Suriyelileri sevin nasıl diyeceksiniz? Onlar Suriyelileri hangi duygularla kabul edip, bağrına basacaklar? Yok böyle bir şey! Çok ağır bir süreçten geçiyoruz. Bütün bunları aşmamızın tek yolu vardır, iktidar ve muhalefetin Türkiye şartlarında birleşmesi, ülkenin sorunlarının el birliği ile çözüp, bu ağır ve badireli durumdan kurtulmamız için ortak hareket etmesidir.
Zaman, zaman televizyon ekranlarında grup toplantılarını izliyoruz. Liderleri dinliyoruz. Yumuşamaya dair tek bir söz bile duymuyoruz. Bilmem anlatabiliyor muyum? Milyonlar bu durumdan oldukça rahatsız. Evet biz büyük bir ülkeyiz, büyük bir milletiz, büyük bir coğrafyamız var.
Hepimiz biliyoruz ki bu coğrafya dünyanın en ağır sorunlarının yaşandığı bir coğrafyadır.
Akaryakıtın 25 TL. olduğu; Ekonominin bu kadar ağırlaştığı insanların birbirinden bu kadar uzaklaştırıldığı, bu ülkenin vatandaşı olarak, 2. sınıf muamelesi gören Ülkemizde; ” Ne Olacak Bu Memleketin Hali” diye sormak istiyorum…
Kalın Sağlıcakla…
