”SAHİPSİZ ELAZIĞ”
KENTSEL DÖNÜŞÜM DE SESİMİZ,
MADEN DEKİ CEVHERDE NEFESİMİZ
DARACIK KONUTLARDA, BİZİMLE YAŞAYIN
HAKSIZ İMAR PLANINDA DERDİMİZLE OLUN DENİLMİŞTİ SADECE.
SİZ NE YAPTINIZ?
HARPUT’U YOK ETTİNİZ, HAZARI TÜKETTİNİZ. KOCA BİR ŞEHRİ HARABAYE ÇEVİRDİNİZ.
ŞEHİR VASIFLI GÖÇ VERİRKEN, KARAÇALI SUYU TÜKENİRKEN,
PROJE ÜRETMEDİNİZ, ARKALARA GİZLENDİNİZ. KUZAOVA DA SESİNİZ ÇIKMADI,
ULUOVA DA PANCAR KALMADI. BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ UÇTU GİTTİ,
BEKLENEN FABRİKALAR ÇEVRE İLLERDE BİTTİ. STADYUMU KOYDUNUZ KABINDAN BÜYÜK YERE, KAPAK OLDUNUZ GÖNÜLLERDEKİ DERGİYE. ŞEHİR AÇ, SUSUZ, İŞSİZ KALDI SAYENİZDE,
EZİLİP BÜZÜLDÜNÜZ OLDUĞUNUZ YERDE. UÇAKLAR İNMEZ OLDU BU ŞEHRE,
GALİBA ERKEN GİDECEKSİNİZ REVİRE. ENFLASYON PATLADI, ZAMLAR KATLANDI,
GÖZLERİNİZ İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ MAAŞLARA ODAKLANDI.
KULAK VERİN BURASI MİLLETİN SESİ, AMAN HA BİZDEN SÖYLEMESİ.
BAKIYORUZ ŞEHRİMİZE SON YÜZYILIN EN BÜYÜK DEPREMİNİ YAŞAMIŞ
ÜLKEMİN BAKANLARI DEPREMDE CİRİT ATMIŞ,
İHALEYİ AMCA OĞULLARI, TEYZE CÜCÜKLERİ KAPMIŞ.
İşin kısa ve öz ifadesi bu olsa gerek diyerek çıktığımız haberde, milletin derdini dert eyleyince neler çıkıyor dilsiz kemiklerden bir düşünün nereye kaçacaksınız bollaşan deliklerden.
Şehrin kurtuluş reçetesi belli, ortalıkta olmayan vekilleri, biri siyasetini yapıyor kendince olduğu kadar, diğerleri zarar üstüne zarar. Dert dinleme yok, çözüm üretme yok, çalışma yok, çaba yok, getirme yok, sesleri kısılmış, karınları tok.
Cumhuriyet tarihinin en büyük maden rezervi, bizim olsun, bizde kalsın demek dillerine yapışacak, gelen emirle ufaldılar ufalacak. Yahu sen vekil değil misin, elindeki vekâlet benim değil mi, niye sesin çıkmıyor, hani sen benim temsilcimdin, vekâlet istemiştin, arkanızdayım demiştin. Şimdi yakıştı mı hemen mat oldunuz demezler mi adama. Hani siz hakkımızı savunup, bizim olanı alacaktınız, hani siz bizden yana olup şehirde bulunacaktınız, korkak güreş yapmayı sevmezdiniz, çalışıp olmayanı getirmek için çalışacaktınız, koparıp alacaktınız, Elazığ’ı eski günlerine getirip, aldığınız borcu ödeyecektiniz şehrin sahibi olacaktınız, siz ringe çıkmadan nakavt oldunuz, kaçıp kayboldunuz. hiç bir şeyi koparıp getiremediğiniz gibi, Mey-Su ve Sütaş gibi iki değerin Elazığ ın avucunun içinden uçup komşu illere gitmesine seyirci kaldınız şimdi de Maden rezervleri ihale sürecinde ortalıkta gözükmediniz.
Yatırımlar açıklanıyor, bütün teşkilat, seçilen, geride kalan kim varsa orada. İki adet futbol sahasının halıları değişecek, 250 kişilik spor salonu yapılacak, özel idare futbol sahasının zemini değişecek, (Resmi maçların oynanmadığı özel bir tesis gibi kullanılan), eksik yerlere basketbol potası alınacak, birkaç mahalleye butik gençlik merkezi, birkaç ilçeye semt sahası. Vay, vay, vay törene bak, sanki şehrin sorunları çözülüyor, büyük yatırımlar geliyor, fabrikaların temeli atılıyor, hızlı tren için raylar döşeniyor.
Milletin aklıyla alay etmeyin diyoruz sadece, 50 yıl önce var olan Pertek köprüsünü, sattığınız ve külü kalmayan fabrikaları, peşkeş çekip sattığınız yeşil alanları, çocuk oyun parklarını geri verin başka bir şey istemiyoruz sizden. Dönüp bir bakın şehre satacak yer kalmayınca çocuk oyun parklarını Cumhuriyet mahallesinde, sürsürü mahallesinde elden çıkarmaya başladınız. İzmir’e uçak kalkmıyor, Ankara İstanbul seferleri kısıtlandı. Biz çevre illere hitap ederiz, yolcu sayımızı artırıp, Adana ya, Antalya’ya, Karadeniz’e ve yurtdışına yeni seferler ve beklerken, bırakın tekrar doğunun Paris’i olmayı, koca bir kasabaya döndük sayenizde.
Yazık diyoruz sadece, sizden vekil de olmaz sizin gibisi de bulunmaz. Kendiniz yazdınız bu senaryoyu, kendiniz istediniz başrol oynamayı. Çok kötü oyuncu olduğunuzu kabullenin diyor bu millet size, girmeyin bizim için perhize.
Günler erken geçiyor, zaman tükeniyor, bakın seçimlere ramak kaldı, millet sizi bekliyor.
Biz demiştik demiyoruz, şehir olarak sizi teraziye taşıyoruz. Çıkın bakalım şehir mi ağır, siz mi? Söz uçar yazı kalır bizden söylemesi.
