MİLLETE GELİNCE TASARRUF, SARAYA GELİNCE İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ..! VATANDAŞA, SARAYIN GÜNLÜK MALİYETİ 10 MİLYON TL. (ESKİ PARAYLA 10 TRİLYON)
ELAZIĞ’DA, BİRÇOK LOKANTA, BÖREK SALONLARI, PASTANELER VE BÜFELER BUZDOLABINI ÇALIŞTIRAMIYOR, ORTA ÖLÇEK VE KÜÇÜK ESNAF GÜNLÜK GİDERLERİNİ KARŞILAMAKTA SIKINTI YAŞAYINCA, ÇAREYİ KEPENK KAPATMAKTA BULDU.
PAZARDA MEYVE SEBZE ATIKLARINI TOPLAYAN İNSANLARIN SAYILARI ARTMAYA BAŞLADI…
GEÇTİĞİMİZ YIL SAYILARI 750 BİN DOLAYINDA OLAN, KENDİSİ KÜÇÜK İŞ HACMİ BÜYÜK BASİT USULE TABİİ BİRÇOK ESNAF VERGİDEN MUAF OLURKEN, SAYILARI MİLYONLARI BULAN ADI BÜYÜK İŞ HACMİ KÜÇÜK ESNAFLAR İSE VERGİ, ELEKTRİK, KİRA, YAKIT, İŞÇİ GİDERİ GİBİ MALİYETLERDEN DOLAYI YA KEPENK KAPATMAYA ZORLANDI YA DA BU GİDERLER ALTINDA EZİLMEYE MAHKÛM EDİLDİ.
Sayıştay’ın Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin 2021 yılı denetim raporu yayınlandı. Raporda yer alan mali tablolara göre Cumhurbaşkanlığı’nın 2020 yılında 2 milyar 896 milyon lira olan toplam gideri geçtiğimiz yıl 3 milyar 710 milyon liraya çıkarken, geliri ise 96 milyon lirada kaldı. Cumhurbaşkanlığı’nın günlük gideri 10 milyon lirayı aştı.
Cumhurbaşkanlığının kullanmakta olduğu araçların ve uçakların, misafirlere kurulan sofraların maliyetinin vatandaşın sırtına yüklenen elektrik, su, telefon, doğalgaz gibi faturalarla karşılandığı dikkate alındığında, vatandaştan sabır, vatan, israf denilerek istenilenlerin karşılığı bu savurganlık olmamalı.
TOKİ vasıtasıyla yapılan evlerin 500 bin lira olarak tespit edilmesi dikkate alındığında günde 20 daire bedelinin böylesine savurganlıklara harcanmasının hesabı elbette olacaktır.
8 VİP uçağının, onlarca lüks makam aracı ile ciplerden oluşan yüzlerce aracın kullanıldığı Sarayın 2022 yılında milletimize günlük maliyeti 10 milyon 657 bin lira olarak gündeme düşünce vatandaş haklı olarak, bunun neresi tasarruf diyerek isyan etmeye başladı.
2021 YILINDA EMİNE ERDOĞANDAN YAPILAN AÇIKLAMA
Emine Erdoğan’dan israf uyarısı;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Küresel bir seferberlikle bireysel davranışlarımızı değiştirerek insanlığın içine düştüğü bu utançtan kurtarabiliriz. Gelin hep birlikte basit önlemler alalım. Alışverişe çıkmadan önce alınacaklar listesi hazırlayalım. Porsiyonlarımızı küçültelim. Sadece ihtiyacımız kadarını alıp bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim” dedi.
Sormazlar mı adama sizin harcamalarınızda israf nerede diye!
PAZARLARDA MEYVE SEBZE ATIKLARINI TOPLAYAN VATANDAŞLARIN SAYILARI ARTMAYA BAŞLADI…
Vatandaşlar, Ekonomik kriz ve yüksek enflasyona yetişemeyince pazar yerlerinde meyve ve sebze atıklarını toplayarak ihtiyaçlarını bu şekilde karşılayıp, ay sonunu getirmeye çalışıyor pazar yerlerinde bu insanların sayıları her geçen gün artmaya başladı.
TÜRKİYE’DE ESNAF OLMAK
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre 2022’nin ilk 8 ayında 60 bin esnaf daha kepenk kapattı. 2022’nin ilk 8 ayında kapanan işyeri sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 artış göstererek 60 bine ulaştı. 2021 yılının ilk 8 ayında 49 bin 506 esnaf kepenk kapatmıştı.
Türkiye’nin yüzde kaçı esnaf?
Türkiye’nin yüzde 2,46’sı esnaf.
Geçen yılın sonu itibarıyla 83 milyon 614 bin 362 kişilik nüfusa sahip Türkiye’de, esnaf sayısı toplam nüfusun yüzde 2,46’sını oluşturuyor. Türkiye’de en fazla esnaf 254 bin 336 ile İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’u 128 bin 351 esnafla İzmir, 107 bin 375 esnafla Ankara takip ediyor.
Esnaf yoğunluğu en fazla Burdur, en az Batman’da.
Esnaf sayısı ise yılın ilk yarısında 2 milyon 55 bin 598 olarak kayıtlara geçti. Esnaf sayısının nüfusa göre en fazla olduğu il yüzde 4,47 ile Burdur olurken, nüfusu 267 bin 92 olan ilde 11 bin 938 esnaf bulunuyor. Nüfusa göre esnaf yoğunluğunda Burdur’u yüzde 4,35 ile Muğla takip etti. Nüfusu 1 milyon 773 kişi olan ilde 43 bin 495 esnaf faaliyet gösteriyor. Esnaf sayısının en yoğun olduğu diğer iller ise Artvin, Çanakkale ve Edirne.
ELAZIĞ’DA İŞYERİ VE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ.
Şehrimiz Elazığ’daki duruma baktığımızda 588,088 olan nüfusumuza göre ilimizdeki işyeri sayısının verilere göre 17,021 olduğunu söyleyebiliriz.
İşyerlerinin işlevsel ve yapısal durumuna baktığımızda ise şehrimizde bulunan organize sanayi bölgesi içerisinde bulunan irili ufaklı işyerlerinin varlığı göz önüne alınsa bile yukarıda açıkladığımız sayıya bakarak Elazığ da, yüzde 100 e yakın işyerinin küçük ve dar gelirli işyerlerinden oluştuğunu söyleyebiliriz.
Ayrıca ilimizin sanayi ve üretim yönünden gelişmişliğin altında kalması, şehrimizdeki işyerleri ve ticaretin tüketime dayalı olmasına neden olurken, ticaretle uğraşan esnaf ve işyerlerinin sattıkları ürünü tekrar yerlerine koymalarında ekonomik şartlardan dolayı büyük sıkıntı yaşadıkları ortadadır.
Şehrimizin genel yapısına bakıldığında ve yaklaşan ağır kış şartları dikkate alındığında, işyerlerinin sırtlarına bir kambur gibi binecek. Bağ kur primlerini ödemekte zorlanan esnafın sırtına işçi giderleri, elektrik, su, vergi, kira ve yakıt giderleri de eklenince, esnaf çareyi kepenk kapatmakta buluyor.
Manavın iki kasa domates, börekçinin iki tepsi börek, büfecinin 4 tane sigara satmasıyla çarkın dönmediği günümüzde, elektrikle çalışan dolap ve diğer cihazlarında sorunları çözmede derman olmadığı görülmektedir.
Bununla birlikte, 1987 yılında temelleri atılarak 1991 yılında faaliyete başlayan Elazığ Organize Sanayi Bölgesi, 650 hektarı faal olmak üzere toplam bin 50 hektarlık alanı bulunan bir Organize Sanayi Bölgesi olmasına rağmen, İnşaat malzemesi, mobilya, mermer, döküm, gıda ve tekstil gibi başta olmak üzere toplam 210 fabrikaya ev sahipliği yaptığını ve yaklaşık olarak 25 bin kişiye istihdam imkânı sağladığını söyleyebiliriz.
Ayakta kalmanın en zor döneminde sağlanan istihdam birçok ailenin geçinme şartlarına bir nebze olsun katkı sunarken, firmaların gerek kur, gerekse girdi hammaddelerinde yaşanan sıkıtılar ve yüksek maliyetlerle yürümeye çalıştıkları yolda bir türlü ışığı görememelerine neden olmaktadır.
Ayrıca tüm Türkiye’de olduğu gibi şehrimizde ’de pandemi döneminde ve ardından derinleşen ekonomik kriz, biriken borçlar, yüksek döviz kuru ve ödenemeyen krediler nedeniyle binlerce esnafın iflas ettiği belirtiliyor.
Bunu en güzel şekilde anlatan görüntünün bir zamanlar hava parası verilerek kiralanan şehrin en işlek yerlerinde ve Alış veriş merkezlerinde kiracı bekleyen onlarca işyerinin kiralık yazılı afişleri olduğunu söyleyebiliriz.
2022 yılın ilk beş ayında kapanan esnaf sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %20 artış göstermesi kalan 8-9 ayık süreç için bu rakamın %20 nin üzerine çok rahatlıkla çıkabileceğinin işareti olmuştur.
Ayrıca; UYAP verilerine göre, icra ve iflas dosya sayısının bugün itibarıyla 23 milyon 779 bine çıkması karanlık tabloda ışıkların patlaması gibi olmuştur.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerinde 17.5 yılda iflas eden esnaf sayısı ise 2 milyon 144 bin 766’ya yükseldi açıklaması Türkiye’de 2.5 milyon esnafın var olduğu dikkate alındığında karşımıza çıkan sonuç, en acı gerçek olmuştur.
Baktığımızda bu işyerlerinin her birinde üç kişinin çalışıyor olması, iflas eden esnaf sayısına bakıldığında yaklaşık olarak 7 milyon 500 bin kişinin bu istihdamdan mahrum bırakılması demektir.
Bunun yanında Esnafın ekonomik krizle birlikte ayakta kalma süresinin kısaldığını da belirtebiliriz. İki yılı doldurmadan kapanan esnaf sayısındaki yüksek oranlar çekilen kredilerde ve harcanan paralarda patlamaya sebep olurken, birçok esnafın bu sorunlardan dolayı bunalım yaşadığı gerçeği de görülmelidir artık. Her gün devren kiralık ve satılık lokanta, bakkal sayısı yaşanan gerçeğin ilan tahtası olmuştur.
FİRMALAR ZORA GİRECEK
Uzmanlara göre bu yıl yoksulluk ve iflas yılı olarak tarihe geçecek. Resmi enflasyon bile yakın zamanda üç haneye çıkacak. Yine uzmanlara göre yaşadığımız yüksek enflasyon döneminde firmaların finansal olarak ne durumda olduğu henüz tam bilinmiyor. Hatta çoğu firmanın finansal durumunu kendisinin de tam kestiremediğini söylemek yanlış olmayacak.
Firmalar ürün fiyatlamalarını bile belirsiz ortamda bilinçli yapamıyor. Bu faktörlerle bir süre sonra pek çok firmanın yaşadığımız ekonomik ortamda farkında bile olmadan zor duruma düşmesi kaçınılmaz olacaktır.
