21 Nisan 2022 tarihli, Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, ülkemizde kayıtlı olarak, 3 Milyon 762 Bin 385 SURİYELİ bulunuyor. Buna inanıp inanmamak elinizde. Bu sayı kayıt dışı ve kaçak geçişlerde eklendiği zaman çok daha yüksek bir rakama ulaşıyor. Dikkatinizi çekmek istiyorum, bu rakam sadece Suriyeli göçmenlerle ilgili bir sayı. Afgan, Pakistanlı vb. diğer halkları buna katmıyoruz. Onları da kattığınız zaman varın siz düşünün bu hali. Bu noktada insanın kendine sorası geliyor. Türkiye neden mülteciler için bir cennet? Dünyada en çok mülteci barındıran ülke olmamızın altında ne gibi sebepler yatıyor? İleriki on yıllarda ülkenin demagojik yapısı değiştirilmeye mi çalışılıyor?
Yaşadığımız durumu dünyanın hiçbir ülkesinde görebileceğimizi sanmıyorum. Bu gün sosyal medyadan ve televizyonlardan gelen görüntüleri, bu göçlerin başladığı tarihlerde izlemiş olsaydınız, bu insanların ülke geneline yayılmalarına vicdanen ya da fiziken izin verir miydiniz?
Bu insanlar için bu kadar çekim merkezi olmamızdaki ana sebeplerden birisinin de fazla hoşgörü olduğuna inanıyorum. Benim ülkemde benim insanıma verilmeyen bazı haklar bu insanlara veriliyor. En basiti SGK güvencesi olmayan gençlerin katkı için prim ödemeleri. Göçmen adam elini kolunu sallaya sallaya hastaneye geliyor. Muayenesini olup gidip ilacını alıyor. Biz sıra bulamazken, katılım payı öderken misafire para ödetmiyoruz. Aman aman elini cebine atmasın. Atsaki ne olacak, adam her ay yardım parasını çatır çatır alıyor. Bu size dokunmuyor olabilir, ancak geçinmek için Pazar artığı sebzeleri karıştıran yaşlı teyzeleri görüp de, içiniz sızlamıyor ve üzülmüyorsanız bir sorun var demektir.
Bu insanları kendi yurtlarına göndermek için, aynı bir Türk vatandaşına uygulanan hakları tanıyacaksınız. Nasıl ki işsiz bir genç, ekstra devlet yardımı almıyorsa, o da alamayacak. Muayene olmak isterse SGK primi yatırıp, E Nabız sisteminden sıra almak zorunda kalacak. Kira yardımı almayan emeklimiz gibi kira yardımı almayacak. İş bu noktaya geldiğinde gerçek ile yüzleşeceğiz. Geçmişte boynunu büküp yaşlı gözlerle bize bakan bu insanların bizi düşman görüp, yardımların kendi hakları olduğunu iddia ederek nasıl davrandığını er ya da geç göreceğiz. Yardım gönderen Avrupa ülkesi için ise benim önerim şu. Yardımın sende kalsın. Biz sana yardım edelim. Sen al bu insanları ikamet ettir. Bakalım ne diyecekler… Sonuç belli yaptığımız hiçbir fedakârlık gözükmeyecektir.
Cumhurbaşkanımızın geçen günlerde yayınlanmış olduğu konuşmasında 1 Milyon Suriyeli için kendi memleketlerinde, briketten ev, cami, okul yapılıp, iş imkânı oluşturulup bunların gönderilmesi için çalışma yaptıklarını söyledi. Ben devletime yapmış olduğum vergi ödemlerinin kendi insanlarımız için hizmet olarak dönmesini arzu ediyorum.
Göçmen sorunu gibi ülkenin ve çocuklarımızın geleceği ile ilgili olarak alınacak kararlarda mutlaka halka danışılarak, referandum yapılarak karar verilmesini öneriyorum. Bu noktada vekilin bile söz hakkı olmadığını, asıl kararı halkın vermesi gerektiğine inanıyorum. Selam ve Saygılarımla.
GÜNDEM
08 Ekim 2024EKONOMİ
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024EKONOMİ
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Bunlarda burahatlık olduğu müddetçe mülteciler türkiye yi terk edmezler.Yedikleri önlerinde yemedikleri arkasında ye kürkün ye misali yıllar sonra çıkıp diyecekler ki bu ülkede bizimde hakkımız var habire çoğalıyorlar bunun bir önüne geçmek ülke olarak şart gelecegim için bizler kaygılıyız.