DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21567670,26%

TAKSİM MEYDANI…

4 Mayıs 2024 13:11

Okunma: 67 kez okundu.

1 Mayısı kimler kutluyor? İşçiler, köylüler, beyni ile kol emeği ile yaşamımızı kolaylaştıran her şeyi üreten bütün emekçiler. Yani halk, yani millet, yani ulus, yani vatandaş, yani bir avuç dışında hepimiz.

Peki çok ve çoğunluk olan ve yaşamın dünyevi ihtiyaçlarını üreten milyonlara neden yasaklama, kısıtlama, kurallar dayatma adı altında baskı oluyor?

Her toplumun kötü ve iyi insanları olduğu gibi, kötü ve iyi siyasetçileri de vardır. İnsan, doğuştan kötü değildir. Kötü olmasını sağlayan, içinde yaşadığı koşullardır.

Kötü koşullarda yaşayan bir insanın, iyi insan olması mümkün müdür? Evet. Bunun olabilmesi için, içinde bulunduğu kötü koşullara rağmen aklını ve zekasını kullanarak, iyilik kanallarından akan düşünceler ve görüşlerden beslenebiliyor ve egosunu dizginleyebiliyor olması gerekir.

Yaşadığı toplumun değer yargılarının ötesinde, o değerlerle çelişin fikirleri olan insanlar, insanlık tarihi boyunca ağır cezalara çarptırılmış, birçoğu da katledilmiştir. Ancak gerçek şu ki toplumlar, katledilen o insanlar sayesinde, daha insanca bir yaşama doğru adım atabilmiştir.

Kimi toplumbilimciler, insanlık tarihini “sınıflar arası mücadele tarihi” olarak tanımlıyor. Bu konuda yeterli bilgisahibi değilim ama yaşamın bana öğrettiği de, bu.

Günümüzde küresel olarak örgütlenmiş olan kapitalistler, işçi ve emekçileri sömürüyor. Bu sömürü, kimi ülkelerde, kapitalistlerin iktidara getirdikleri kötü siyasetçiler sayesinde, daha da acımasızca yapılıyor. İşçiler ve emekçiler devlet güçleri tarafından gazlanıyor, kurşunlanıyor.

Daha sağlıklı bir çevrede, daha iyi koşullarda yaşamak isteyen halkın, işçilerin, köylü ve emekçilerin karşısına devlet gücü dikiliyor. Hak arayan insanlar, devlet güçlerinin, devlet içinde örgütlenmiş karanlık güçlerin, ya da devlet destekli çetelerin saldırısına uğruyor.

1 Mayıs 1886’da Amerika’da günde 12 saat çalışmaya itiraz eden, günlük çalışma süresinin 8 saat olması için mücadele eden işçiler, devlet güçlerinin ve kapitalistlerin beslediği çetelerin saldırısına uğradı. Grev yapan işçilerden dördü öldürüldü. Yaralı sayısı belirlenemedi. 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de 1 Mayıs, Birlik Dayanışma ve Mücadele günü olarak kabul edildi.

1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda düzenlenen mitingi “bilinmeyen” kişiler, silahla taradı. 34 işçi ve emekçi katledildi. 1.Milliyetçi Cephe iktidardaydı. Kötü siyasetçiler, katilleri, gerçek suçluları bir türlü bulamadı.

Sular İdaresinin üstünden uzun namlulu silahlarla Meydanı tarayanlar kimlerdi? Görüntüleri çekilmiş olmasına karşın, kim oldukları “bilinemedi-bulunamadı”. Panzere ateş ederek Meydana dalma emrini kim verdi? İç güvenlikten DİSK, dış güvenlikten ise Valilik sorumluydu. Meydana saldırı dışarıdan yapıldı.

Kötülük, yapanların yanına kar kalmamalı ama kötü siyasetçilerin yönetimde olduğu ülkelerde kalıyor. Çünkü genellikle yapılan kötülüğün arkasında kimi zaman yönetenlerin izi de oluyor.

Küresel olarak örgütlenmiş sermaye karşısında, işçiler ve emekçiler küresel olarak örgütlenemezse, sömürülmekten kurtulamaz.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı. Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan bir iktidar var. Taksim Meydanı (1 Mayıs Alanı) bu yılda işçilere yasaklandı. Ülkeyi yöneten tek adam ne derse, o oluyor.

Anayasa Mahkemesi “Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına kapatılması hak ihlalidir.” diye karar veriyor. Tek adam, işçiler ve emekçiler Taksim’e girmesin diye, bütün cadde ve sokaklara binlerce polisle kapatıyor. İşçiler ve emekçiler Taksim’in 1 Mayıs Meydanı olduğunu 47 yıl önce kanlarıyla yazdılar, diyorum ve yazımı noktalıyorum…

Kalın Sağlıcakla…

 

En az 10 karakter gerekli