Ülkemizde ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Deyim yerindeyse döviz ve enflasyon dans ediyor son zamanlarda. Öyle kıvrak dans ediyorlar ki, bir türlü vatandaşlarla birlikte, Türk Lirası da ayak uyduramıyor,
Torpilli bakanlarımızdan Sayın Berat Albayrak ne demişti, Şubat, Ocak’tan, Mart, Şubat’tan, Nisan, Marttan iyi olacak, söylemlerle eylemler farklı olunca iyi olmadı ve gitti. Şimdi ‘ki Maliye bakanımız Sayın Nebati ise; Şubatta enflasyon düşecek dedi düşmedi, Mart’ta düşecek dedi düşmedi, Nisanda düşecek dedi düşmedi, tam tersine sürekli enflasyon yükseldi, devamında Haziranda düşecek dedi ve en son açıklamasında Aralık 2022 ‘yi işaret etti. Enflasyon aralık 2022 de düşer mi bilinmez, bekleyip göreceğiz.
Döviz ile birlikte enflasyon da sıçrıyor, zıplıyor, havaya atlıyor; bizde aşağıdan ona garip garip bakıp duruyoruz. Döviz ve enflasyon öylesine kıvrak, öylesine hareketli, öylesine tutulmaz ki peşinden koşturamıyoruz, güç kalmadı, cep delik, cepken delik. Türk lirası değer yitirdikçe yitiriyor, eridikçe eriyor. Fiyatlar arttıkça artıyor. Enflasyon azdıkça azıyor. Döviz ile enflasyon kol kola girmiş çiftetelli oynuyor, Türk lirası uzun hava çalıyor. Akaryakıt fiyatları tavanda geziyor. 2022 Türkiye sinde Benzinliklerde zaman, zaman araç fazlalığından kaynaklanan kuyruklara şükür eder hale geldik. Dışa bağımlıyız, petrolümüz yok onu anladık da hani biz kendi kendimize yeten nadir ülkelerden biriydik diyerek şaşkın gözlerle un, şeker, yağ, et kuyruklarına bakmaya başladık. (!) Bu ürünlerin yanına aç gözlülerin stokçuluğu da eklenince, yahu biz hiç mi bir şey üretemiyormuşuz dememek için kendimizi zor tutuyoruz.
Bazı sektörlerde; Esnaf, sipariş edip parasını ödediği ürünü alamıyor. Kiralar, ev fiyatları uzaya fırladı. Ev sahipleri evlerini satmaktan vazgeçtiler. Çünkü enflasyon artışının hızına yetişemiyorlar, satanın parası ise elinde kalıp eriyor. Bunun yanında iç piyasada zaman, zaman bazı malların satışı tamamen durma noktasın geldi. Herkes pusuda bekliyor sanki. Gözler hep döviz ve enflasyon artışında. Herkes vurgun peşinde.
Her gün gelen zamlarla birlikte sürekli yükselen enflasyonu özetlersek;
Akşam açıklandı yeni fiyatlar, Sabaha kalmadan yine zam geldi. Yarına kalırsa elbet bayatlar, Bir günü dolmadan yine zam geldi.
Zehir etti bize zamlar hayatı, Bıraktım tazeyi, aldım bayatı, Her lokmanın aynı değil fiyatı, Ekmeği bölmeden yine zam geldi.
Uzun söze gerek var mı? bugün arife, Berberde asılı eski tarife, İki katı para verdim herife, Sakalı yolmadan yine zam geldi.
Zor denkleyip ayırdım pazar parası, Biraz ucuz gibi geldi şurası, Nasıl oldu bilmem kaş göz arası, Tezgâhı bulmadan yine zam geldi.
Bir düşünün; emekliler, memurlar, işçiler, dar gelirliler, çiftçiler, küçük esnaf ne durumda? Şaşkın, perişan, umutsuz bekleyip, zor duruyor ayakta.
Durduğumuz yerde gelirimiz eriyip duruyor. vatandaş ise çaresiz bekliyor. Bakıyoruz ülkeyi yönetenler hep aynı söylemlerini tekrarlıyor enflasyon düşecek!..
Ülkeyi yönetenler Fincancı katırlarını ürkütmek istemiyorlar. Enflasyondaki bu artışa göre evlerde kullanılan doğal gazın tekrar yüzde 50-60, hatta daha fazla zamlanması gerekiyor.
Ama bunu yapmak cesaret ister. Kuşkusuz ki geniş halk kitlelerinin damarına basmayı kimse istemez. Ama bunun da bir çıkar yolu var: Akaryakıta, sanayide kullanılan doğal gaza, elektriğe zam yaparak çözdünüz. Böylece vatandaşın doğal gazına yapamadığınız zammı başka yollardan karşıladınız. İyi akıl vallahi!
Allah’tan iktidar partisinin bazı milletvekilleri vatandaşa yol gösteriyorlar (!) Onlar da olmasa durumumuz hepten perişan (!) Diyorlar ki: “Ayda iki kilo et yiyeceğinize yarım kilo yiyin. Domatesi kilo ile alacağınıza bir iki tane alın. Turfanda meyve sebze almayın. Zaten bunlar sağlığa zararlı. Markete giderken çocuklarınızı yanınızda götürmeyin.” Bunlar ne güzel öneriler değil mi?.. Hani bir atasözümüz vardır:
“Ele verir talkını (öğüdü), kendi yutar salkımı.” Oh ne âlâ. Olanağı olanlar istedikleri kadar yiyip içsinler, olmayanlar belli gram ya da tane ile. Yok öyle nalıncı keseri gibi kendine yontmak! Ülkeyi yönetenlerin bir an önce alması gereken önlemler var: Öncelikle enflasyondaki bu inanılmaz artış durdurulmalı. Bu yapılamıyorsa enflasyondaki artış oranına refah payı da eklenerek memur, işçi, ve emeklilerin maaşlarına gereken zamlar yapılmalı. Çiftçinin girdilerini azaltacak önlemler alınarak üretimi artıracak destekler sağlanmalı.
Küçük esnaf koruyup kollanmalı. Yeni çalışma alanları yaratılarak işsizlik en aza indirilmeli. Unutmayınız ki gerçek patron halktır. Halk ne isterse o olur. Halkın sahip olduğu “oy” gücü her şeyin üstündedir. Halkı incitir, geçim sıkıntısı içinde bırakıp zora sokarsanız onun desteğinden yoksun kalırsınız. Çünkü egemenlik ulusundur. Ulus da kuşkusuz ki bu gücün farkındadır ve gerektiğinde kullanacaktır.
Mübarek Ramazan Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar, tüm sevdiklerinizle şeker tadında bayram geçirmenizi Yüce Allah’tan niyaz ederim. Bayramdan sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle, Kalın Sağlıcakla…
GÜNDEM
04 Aralık 2024EKONOMİ
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024EKONOMİ
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.